Giriş
(20)

Gün yüzü görmemiş zaman yolculuğu filmi

Filinta61
Onerisi alabilir miyim. Ama iyi izleyiciyimdir. Biraz sümen altı kalmiş filmler varsa onlari ariyorum.
Onerisi alabilir miyim. Ama iyi izleyiciyimdir. Biraz sümen altı kalmiş filmler varsa onlari ariyorum.
0
Filinta61
(26.06.21)
Predestination.
0
himmet dayi
(26.06.21)
m.imdb.com
Kanka bana çok ilginç gelmişti.
0
allah yazdiysa bozsun
(26.06.21)
predestination +1 ama gün yüzü görmemiş değildir bence :d
0
jelly bear
(26.06.21)
Evet aslında söyledikten sonra ben de "izlemiştir kesin" diye düşündüm ama bundan daha az popüler ve izlemeye değer bi film gelmedi aklıma.
0
himmet dayi
(26.06.21)
12 maymoon
0
divit
(26.06.21)
@himmet dayi yapma bunu. Daha ilk 11 i saymadim.
0
🌸Filinta61
(26.06.21)
trajikomix
(26.06.21)
@trajikomix iyisin ama izledim.
@allahyazdiysabozsun izledim.
@divit izledim.
0
🌸Filinta61
(26.06.21)
planet of the apes 1968(izlediysen ne alaka diyebilirsin ama izlemediysen tatmin eder)

edit: aklıma geldikçe yazayım.

butterfly effect.
arog
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(26.06.21)
Komikli bendekiler:
Hot tub time machine
Blast from the past (machinesiz)
0
beetlejuice
(26.06.21)
www.imdb.com

dandik filmdir ama aklıma geldi sen öyle sorunca.
0
sir gawain
(26.06.21)
Dandik olur mu süper konulu filmdi ama iste ikinci yari biraz dahabiyi olsaydi keske.
0
🌸Filinta61
(26.06.21)
aa şey çok iyiydi bence ya, palm springs.

gerçi pek gün yüzü görmemiş değil ama çok izlenmiş bir yapım da değildir belki.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(26.06.21)
faq about time travel diyecektim ama iyi bir izleyiciysen bunu da izlemissindir.

bir de about time vardi o da guzeldi.
0
in vino veritas
(26.06.21)
the thirteenth floor
0
nothing in my way
(26.06.21)
Army of Darkness (1992)

Çooook absürt bir filmdi ama.
0
huçi kuçi
(27.06.21)
Frequency: www.imdb.com
0
unalub
(27.06.21)
Takip
0
mezarkabul
(27.06.21)
bill and ted serisi
tür belirtilmemiş ya, ne vuruyorsunuz
0
halanne
(27.06.21)
interstate 60
0
respect
(27.06.21)
(7)

Melankoli ve arabesk arasındaki farklar nelerdir

neil manke
?"yok" demeyin ağzınızı kırarım. etimolojik olarak da, tanım olarak da birbirinden apayrı şeyler. ortak noktaları "hüzünseverlik" denebilir.
?

"yok" demeyin ağzınızı kırarım. etimolojik olarak da, tanım olarak da birbirinden apayrı şeyler. ortak noktaları "hüzünseverlik" denebilir.
0
neil manke
(21.05.21)
melankoli aslında bir ruhsal tabir antik yunandan geliyor, arabesk ise kültürel olarak daha geniş bir kavram
0
freebird5406_2
(21.05.21)
Malenkoli duygu durumunu ifade eder arabesk arabesk ise araplara özgü demek fakat bizde müzik türü olarak kullanılıyor. Aynı şekilde bazı hüzünlendiren şarkılar içinde melankolik denir.
0
rapisa
(21.05.21)
İlki bir duygu; diğeri ise, yaygın olarak bilinen örneklerinde genellikle bu duygunun işlendiği, Arap ezgilerinin hakim olduğu, acıklı bir müzik türü. Bence.
0
huçi kuçi
(21.05.21)
melankoli bi çeşit duygu, his. arabesk de içerisinde yer yer hüzün ve dram barındırsa da tam karşılığı bunlar değil. araplara özgü anlamında arabesk. koca bi kültür yani. içerisinde duygu, yaşam şekli, müzik, sinema vs barındırabilir. sanırım arabesk, o ağır duygusal çağrışımını bizimle birlikte kazandı. biz o kültürü farklı yönleriyle ele aldık ve yeniden tanımladık diyebilirim. özellikle müzik ve sinemada karşılığını görüyoruz bunun.

yanlışım varsa düzeltin ama kişisel çıkarımlarım bu şekilde :)
0
isveperver
(21.05.21)
arabesk acıya ve kaybedilen subjeye duyulan haz ve bunun yarattığı yapısal bir duygu durumu bağımlılığı.

melankoli ise acıyı yaşatana veya kaybedilen subjeye duyulan sitem, öfke ve nefretle birleşen sonu olmayan bir arayış döngüsü.
0
pardus
(21.05.21)
arabesk acıyı kabullenir, melankoli acıyı kabullenmemek üzere direnir ve bundan beslenir.
0
pardus
(21.05.21)
Sanırım kültüre bağlı olarak değişen ama temelde benzer durumları ifade ediyor.
Bazı örneklere sırayla bakalım:
Arabesk- Melankoli
Derbeder- Bohem
Münevver- Aydın/Entel
Lahmacun- Pizza
Fırlama - Hiperaktif
Basur- Hemoroid
Mecnun- Romeo
Pakize - Juliet

görüyorsunuz işte soldaki bize ait kavramlar. ama işin içine batı odaklı anlayış girdiğinde bir anda entel rüzgarlar esiyor.
0
Erva
(22.05.21)
(4)

Son zamanlarda gördüğünüz en komik videolar

vedatchilipeppers
Paylaşır mısınız?Ben az önce şuna çok güldüm: https://www.youtube.com/watch?v=mx6MzHYzEfY
Paylaşır mısınız?

Ben az önce şuna çok güldüm: www.youtube.com
0
vedatchilipeppers
(01.05.21)
j r r tolkien hayrani
(01.05.21)
Moaning şakası. Rahatsız edici olabilir.

youtu.be
0
IncredibleMau
(01.05.21)
huçi kuçi
(01.05.21)
(3)

sabat, şabat, sebt, sept

stronzo
İngilizcede Sabbath olarak geçen, yaratılışın yedinci gününü ve Yahudilerin iş yapmadığı günü ifade eden bu kelimeyi Türkçede nasıl kullanmak gerekir? Kimi yerde şabat, kimi yerde sebt veya sept olarak görüyorum. Yazdığım yazıda kullanmam lazım fakat işin içinden çıkamadım. Bilgisi olan var mı?
İngilizcede Sabbath olarak geçen, yaratılışın yedinci gününü ve Yahudilerin iş yapmadığı günü ifade eden bu kelimeyi Türkçede nasıl kullanmak gerekir? Kimi yerde şabat, kimi yerde sebt veya sept olarak görüyorum. Yazdığım yazıda kullanmam lazım fakat işin içinden çıkamadım. Bilgisi olan var mı?
0
stronzo
(25.04.21)
sabat bence
0
ala09
(25.04.21)
türk hahambaşılığı ''şabat'' kullanıyor. sebt de olur.
(git: www.turkyahudileri.com)
0
ada meltemi
(25.04.21)
Kutsal Kitap çevirisinde "şabat" olarak geçiyor. Örneğin: kutsalkitap.info.tr
0
huçi kuçi
(25.04.21)
(5)

Bi deyim vardi.

ismim ibrahim
Hani olmayacak bir işi baskıyla yaptirmak gibi. Verilmeyecek bir izni 5 10 kişi gidip isteyince almak, ne yapmak oluyordu ? Catliycam lütfen bulalım.
Hani olmayacak bir işi baskıyla yaptirmak gibi. Verilmeyecek bir izni 5 10 kişi gidip isteyince almak, ne yapmak oluyordu ? Catliycam lütfen bulalım.
0
ismim ibrahim
(25.04.21)
dikte etmek?
cebren?
0
buenosdias
(25.04.21)
Yok aga değil. Bulmadan uyku yok bana. Yani aslında yapilmayacak biseyi anlik bir baski ila ikna edip yaptirmak gibi bişeydi
0
🌸ismim ibrahim
(25.04.21)
Emrivaki yapmak? Oldubittiye getirmek?
0
huçi kuçi
(25.04.21)
ağzından girip burnundan çıkmak?
allem etmek kallem etmek?
0
otonomo
(25.04.21)
Kündeye getirmek?
0
suicides underground
(25.04.21)
(9)

Okumadan ölme dediğiniz kitaplar var mı?

abuzer
Psikolojik roman ya da ufuk açıcı, bir şeyler katan, öğreten kitaplar okumayi seviyorum.Toplu kitap alisverisi yapican. Kesin oku dediğiniz kitaplar var mıdır?Yukarıda türleri belirttim ama belki yanlış ifade etmisimdir birkaç örnek vereyim kitap zevkime dair;TutunamayanlarYabanciAçlıkDönüşümBağlanm
Psikolojik roman ya da ufuk açıcı, bir şeyler katan, öğreten kitaplar okumayi seviyorum.

Toplu kitap alisverisi yapican. Kesin oku dediğiniz kitaplar var mıdır?

Yukarıda türleri belirttim ama belki yanlış ifade etmisimdir birkaç örnek vereyim kitap zevkime dair;

Tutunamayanlar
Yabanci
Açlık
Dönüşüm
Bağlanma (bağlanma kuramiyla ilgili epey bilgi sahibi oldum))
Cesur Yeni Dünya
Bir dinozorun anıları
Persepolis

Özel bir alanda (genelde evrim, psikoloji ya da yakın tarih tercihim) bilgi veren kitaplar da ilgimi çekiyor yukarıda belirttiğim gibi
0
abuzer
(20.04.21)
Gog - Giovanni Papini
0
ezeriko
(20.04.21)
puslu kıtalar atlası
0
istanbul kanatlarimin altinda
(20.04.21)
celal şengör - dahi diktatör
0
halanne
(20.04.21)
Uygarlık Tarihi - Server Tanilli
Lise son sınıftayken okumuştum. Ufkum açılmıştı. Üni. sınavında yüksek puan almama sebep olmuştu.
0
ankara06
(20.04.21)
Tutunamayanlar listende, saatleri ayarlama enstitüsü de katılmalı. ilber ortaylı'nın da hayata dair yazdıkları olan "bir ömür nasıl yaşanır"
0
evimin paspasi
(20.04.21)
Bu tarza uygun,

Körlük - Jose Saramago

atlamayın okuyun
0
elestirman
(20.04.21)
Marcel Proust ve Gabriel Garcia Marquez külliyatı.
Körlük +1
Tüfek, Çelik, Mikrop
0
auroraaurora
(20.04.21)
Körlük var.

Gabriel in hiçbir kitabını sevemedim

Herkese teşekkürler

Diğer cevapları da bekliyorum
0
🌸abuzer
(20.04.21)
Sartre'ın "Varoluşçuluk" isimli konferans metni. Okuduklarım arasında, bu dünyaya insan olarak gelmenin ne anlam ifade ettiğini en yalın biçimde özetleyen kitaptı. Bu yüzden, benim için "temel eserler" listesinin ilk sırasında yer bulur her zaman. Okumazsan eksik kalırsın diyemeyeceğim ama okusan iyi edersin bence :)
0
huçi kuçi
(20.04.21)
(25)

İnancınızı nasıl kaybettiniz?

isabella was a ginger
Dini inançtan bahsediyorum. Aslında daha çok bu süreçteki psikoloji ilgimi çekiyor. Çünkü cennete ve sonsuza kadar var olacağına inanırken bir anda öldükten sonra yok olacağını idrak ediyorsun, büyük bir yıkım olmalı. Ne hissetmiştiniz?Ben böyle bir süreçten hiç geçmedim çünkü ateist olarak büyütüld
Dini inançtan bahsediyorum. Aslında daha çok bu süreçteki psikoloji ilgimi çekiyor. Çünkü cennete ve sonsuza kadar var olacağına inanırken bir anda öldükten sonra yok olacağını idrak ediyorsun, büyük bir yıkım olmalı. Ne hissetmiştiniz?

Ben böyle bir süreçten hiç geçmedim çünkü ateist olarak büyütüldüm. Ailem, özellikle babam bilimle ilgili olduğu için her şeyi bana açıklardı. Hiç şüphe ettiğimi hatırlamıyorum. Sadece okula başladığımda "allah" diye bir şey olduğunu sınıf arkadaşlarımdan öğrenmiştim (o zamana kadar hiç duymamıştım ailemizdeki ve çevremizdeki herkes dinsiz olduğu için) ve kafam karışmıştı bir süre. Daha sonrasında babam uzun uzun konuşmuştu benle.
0
isabella was a ginger
(11.04.21)
Alevi bir ailede büyüdüğüm için zor olmadı, 11-12 yaşlarında net olarak karar verdiğimi hatırlıyorum.
0
signore
(11.04.21)
dindar sayılabilecek bir aileden geliyorum. çocukluğumdan beri araştırmaya ve okumaya meraklı bir tip oldum. lise dönemlerinde sorgulamaya başladım, islamiyette kendimce çelişkiler, manasızlıklar ve adaletsizlikler gördüm. aslında sarsıcı olmadı, daha çok düşüncelerimi açıklama ve düşüncelerime uygun yaşamakta sıkıntı oldu. yine de "ya islamiyet doğruysa, ya ben yoldan çıkmışsam" tarzı düşünceler ara sıra olmuyor değil.

bir de duyurudaki kişilerin genel olarak dindar sayılabilecek bir aileleri/çevreleri yok yani burada büyük bir yıkım göremezsiniz, çok dindar olup da dönen binde birdir yani. çoğu ortalama müslüman.
0
candide
(11.04.21)
tasarlanan kurgu çok küçük yaşlarımdan beri kafamda oturmuyordu, peygamberliğin dünyanın en eski mesleklerinden birisi olduğuna dair okuduklarım çok tutarlı gelmişti.
tesadüf bir yakınımın evinde incil gördüm ve yarım saat kadar okudum çok mantıksız geldi. sonra gidip incil ile kur'an satın aldım. okuduktan sonra hiç şaşırmadım tutarsız olmalarına. yaş 16 o zaman. amerikadayken de yahudi bir çevre oldu iş ortamında. oradan merak sarıp ara ara tevrat okudum. gene aynı bomboş bir içerikle karşılaştım.

aslında benim kadar bunları okumak bile zaman kaybı ciddi anlamda. dünyaya zerre kadar katkı sağlayıp, insanlığa faydası olan insanlara bakmanız bile fazlasıyla yeterli. din ile uğraşıp, din satanlarında yaptıkları ortada zaten.
0
ada meltemi
(11.04.21)
Bunun dediğiniz gibi "bir anda" olduğunu pek sanmıyorum.

Tatlı su müslümanı bir ailede büyüdüm, ramazanda oruç, bayram namazı falan, bir tek babannem sürekli kuran okurdu ve dinle kafayı bozmuştu. Yazları bütün sokak arkadaşlarım gidiyor diye ben de kuran kursuna gittim, zerre kafam almadı. Bir ara kuran meali okumaya çalıştım, onu da kafam almadı, bitiremedim. Bu arada önce bilimkurgu, sonra pozitif bilim kitapları girdi hayatıma, "aha bak bu mantıklı" dedim. Ama çocukken bile, "uyumadan önce dua et" mevzusu falan asla kafama yatmıyordu, hiçbir zaman dine yatkın olmadım bence.

İran'da doğup büyüyen, hafız/imam olan, sonradan ateist olan bir tanıdığım var, bu mevzuları biraz konuşmuştuk. Keşke onunla sohbet edebilseydiniz bu konuda, o kadar kapalı bir inanç sisteminde büyüyüp ateizme ulaşma süreci cidden çok ilginç.
0
kobuzchu kiz
(11.04.21)
Cevabım silinmiş.

“Dindar bir ailede, tüm ibadetleri yerine getirerek büyütüldüm. Uzun uzun bahsetmeyeceğim ama en az bir yıl arafta kalmıştım. İnancımı terk etmek hiç kolay olmadı.”

Mantık yönü ağır basan bir insan olmama rağmen inancımı sorgulamaya başlamam vicdani yönden oldu. Arafta kaldığım süre boyunca ise akıl ve mantığa uyan kanıtlar edindiğim için inancımı terk edebildim.
0
ruhen hastayim ben
(11.04.21)
ateist baba - annesinin etkisinde kaldığı için inanan anne ortamında büyüdüm. ananem onda kaldığım zamanlar bana dua öğretirdi, babam farkettiği zaman çok kızardı fln. babam sayesinde senin anlattığına benzer yetiştirildim. babam tam pozitif bilim insanıydı ve her şeyi açıklardı bana. 17 yaşında babamı kaybedene kadar allah'ın varlığından başka bir inancım yoktu. babamla birlikte o inancı da kaybettim.
0
pati
(11.04.21)
Dini cemaatlerin nasıl çıkar amaçlı suç örgütü olduklarını gördükten sonra.
Fetö öncesi oluyor kendi adıma.
0
neymis
(11.04.21)
ben yobaz olmayan ama müslüman bir ailede büyüdüm.

çok net kırılma anları hatırlamıyorum, bende yavaşça oldu.
ama liseyi bitirdiğimde din dosyasını kapatıp yakmıştım, bunu iyi hatırlıyorum.

zaten hemen sonrasında da çok zor günler, hatta yıllar geçirdim ve bana sürekli tatlı dille, ısrarla telkin edilmesine rağmen bir kere bile aklımdan dinden medet ummayı geçirmedim. tersine acı çektikçe dinden tiksintim daha da koyulaştı.

ben galiba ölüm gerçeğiyle gereğinden erken bir şekilde kendi başıma yüzleşmiştim. çocukken geceleri sürekli ölümü ve sonsuz hayatı düşündüğüm bir dönem oldu. gece uyku vakti çok yüksek konsantrasyonla bu konulara takılıp işin içinden çıkamıyordum bir türlü. başka çocuklar da da böyle bir "karanlık dönem" yaşıyor mu bilmiyorum. vardır belki de ama kimseden duymadım.

işte dinlerin de bu tür cevapsız sorulara bir cevap olarak üretildiğini düşünüyorum. yani kişinin korkunç derecede saçma ama rahatlatıcı bir şeye inanmak mı yoksa daha acı verici de olsa gerçeği seçmek mi noktasında yapacağı tercihe kalıyor iş. yoksa ben genç bir insanın 2021 yılında ciddi ciddi müslüman olabileceğine inanmıyorum. yani inanasım gelmiyor. tamam hepimizin hayatı türlü saçmalıkla dolu, hiçbirimiz gödel, wittgenstein değiliz (onların hayat bile delilik doludur zaten ki gödel sıyırmıştı mesela) ama bu kadar da değil ya. buna kalpten inanabilen bir insana saygı gösteremiyorum artık.

her neyse biraz dağınık oldu ama böyle.
0
filteria
(11.04.21)
18-19 yaşımdayken an american crime filmini izleyip, üzerine okuyup konuştuktan sonra oldu.
0
perloneth
(11.04.21)
diyanetin açıklamaları gayet yeterli bence.
0
duyurukullanıcısı
(11.04.21)
Tanıdığım en iyi ve en dürüst ve üstelik iyi bir müslüman insan olan amcam 12 yaşında oğlunu toprağa verdiğinde.. birkaç sene sonra da canlı yayında bir sürü insanın gözü önünde kurtarılamadan denizde boğularak öldüğünde..
Tecavüzcüler katiller yüz yaşına kadar yaşarken benim nahif, dünyanın derdini kendine dert eden babam 52 yaşında acılar içinde öldüğünde..

Her şeye olan inancımı kaybettim..

Fakat bunlar olduktan 5 yıl sonra imkansız olduğunu bile bile çok istedim ve bebek bekliyorum. İnancım geri geliyor.
0
suicides underground
(11.04.21)
Ben de bu surecten gectim diyemem. Ateist olarak buyutulmedim hatta hevesliydim oruc tutayim, cevsen takayim namaz nasil kilinir falan. Neyse, 4. Sinifa gittigim yaslarda bu nasil is lan olmaz oglum oyle sey demeye baslamistim kisa surede de mantigim ustun geldi hic sancili bir surec olmadi.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(11.04.21)
üniversitedeki arkadaşlarım ve bu konudaki uzun sohbetler sayesinde yavaş yavaş dinden uzaklaştım.
0
roket adam
(11.04.21)
Bayağı dindar ve cemaatçi olan akrabaların içinde büyüdüm. Babam nurcular diye bilinen cemaatin (fetullaçılardan farklı) bayağı tanınan bilinen bir insanı istanbul üni islam enstitüsü mezunu olduğu için Arapça okur yazarlığı olan birisiydi. Hem anne tarafımın bir kısmı hem de baba tarafı 5 vakit namaz kılan, cemaat ayağı olan bir akraba güruhu. Üniversitede tanıştığım komünist sınıf arkadaşlarımın o zamana kadar bana öğretilmiş “herşey kuranda yazıyor” “kalem varsa onu yapan da vardır” minvalindeki saçma şeyleri yerle yeksan eden konuşmalarımızın ardından beni araştırmaya sevk ettiler. O zamanlar bir forum sitesinde “seksi şeytan” gibi bir nicke sahip yazarın hadislerle bir ilahiyat mezunu adamı harcaması, ateistler bilgiyle tokatlayabilir, bunlar hiç de bomboş adamlar değiller aksine bu ilahiyatçılar bu ateistten nasıl cahil olabilirler diye düşündüm. O zamana kadar cemaat içinde gösterilen hatun yahya unsurlarının saçmalıktan ibaret olduğunu, kullanılan fosil resimlerinin olta yemi (üzerinde metal kancayı unutmuşlar) olduğunu gösteren richard dawkins gibi bilim admalarına denk geldim. Daniel dennett isimli felsefecinin dinler tarihi ile ilgili dinleri ayyuka çıkaran videosunu izlemiştim. O zamanlar facebook moda olduğu için ateist-müslüman gruplarına dahil oldum. Ya allah varsa fikri tutarsız geldiği anda da her şeyi terkedip ateist oldum. Bu süreç yaklaşık 1 yıl sürdü. Ama ben müslüman olanların yüksek zekalı kesimini inatçı ya da korkak olarak nitelendiriyorum. Yoksa bunca tutarsızlık varken müslüman kalmak mümkün olamaz.
0
Unde bach canim
(11.04.21)
Sıkı bir şakirttim. Ama kendimce mantıklı bir şekilde götürüyordum inanç meselesini. Cin diye bahsedilenlerin öcüler olmadığını belki mikroskopik canlılar veya uzaylılar olabileceğini düşünüyordum. Hiçbir hadisi ciddiye almıyordum.

Lisede kuranla ilgili şüphelerim başladı. Ama tanrı inancımı tamamen kaybetmem üniversitede ekşideki bir yazıyı okumamla oldu. Zaten çok sorgulardım içimde ama yazıda evrenin kendi kendine oluşabilme ihtimalini o kadar güzel anlatmışlardı ki bi anda gözümden perde kalktı sanki.

Sonraki hafta boyunca hep ağladım. Orada olmadığını bildiğim halde tanrıya sitem ettim bunca zaman yok muydun kime anlattım ben dertlerimi beni nasıl yalnız bırakırsın vs. diye. Şimdi komik de gelse o an yakın bir arkadaşımı kaybetmiş ve aldatılmış hissetmiştim.
0
eatpraylaw
(11.04.21)
ailemin işi sonda da kendi işimle ilgili dünyayı gezmem ve çeşitli inançtan çeşitli milletten insan tanımam bunda etkili oldu.

Özellikle de malezya, arjantin, çin, kudus ve mekke gezilerinden sonra iyice netleşti
0
summatinyourteeth
(11.04.21)
Yaratıcı meselesinde çok emin değilim ama din konusuna hep mesafeliydim. Dindar bir ailede yetismedim ama din, kitap korkusunu hissetmiştim çocukluğumda gittiğim Kur'an kurslarında, şunu yaparsan cehenneme gidiyorsun vs dediklerinde yalnızca korktuğumu hatırlıyorum. Hiçbir kutsal kitabı okumadım ama kurmaca hikayeler üzerinde kurulu olduğunu çok uzun zamandır belli belirsiz hissediyordum. Üzerine hiç dusunmedim, öyle miydi böyle miydi demedim. İlgimi cekmedi.

Son birkaç yıldır bu inanmama durumu bütün sosyal organizasyonlara sirayet etti. Yani dini geçtim, devlet, ahlak tamamının insan yapısı olduğunu anlıyorsun. Zincirlerinden bir bir kurtulmak gibi. Bakın bir örnek vereyim: Online kpss kursuna gidiyorum, hoca Whatsapp şu kadar soru çözün diye ödev verdi. Pazar akşamı video çekip yollayın hepiniz falan dedi. Lan dedim, yapmasam ne olacak, bir yaptırımı mi var sanki? Sonra baktım insanlar bu ultimatomu ciddiye almaya başladılar grupta, "Ay hocam ne kadar süremiz kaldı?", "Ben disaridaydim hocam, şimdi hemen başlıyorum" demeye başladılar. İş ciddiye bindi, otorite doğdu birden, hepimizin iyiliğine olduğuna inandığımız bir amaç uğruna bir buyuran etrafında birleştik. Paragrafın başında bahsettigim insan ürünü her türlü sosyal organizasyonun da çalışma mekanizması özünde bu. Bir noktadan sonra bu hikayeye o kadar inanıyoruz ki kainatın başından beri oradaymış, dogalmis gibi geliyor. Kpss hocasının buyruğu evrile evrile tanrının buyruğuna dönüşüyor.

Beni inanılmaz rahatlatıyor bu düşünceler, hiçbir şey hayatı değil, zaruri değil, anlattığımız hikayelere inanıyor gibi yapsak yeterli. Olmeyelim, haz alalım yaşadığımizdan yeterli.
0
epistemic_regress
(11.04.21)
Yıkım değildi; lisede sınıf arkadaşımla konusmaya başlayınca okumaya, araştırmaya başladım. Saçmalık ya dedim. Yikim da olmadi. Hayatimin büyük bir parçası değildi, genel kültür gibi bir şeydi.
0
logisticsmanager
(11.04.21)
Edit: haz alamazsınız da olur, bunun için de tribe girenler olur şimdi. "Mutlu olmamız gerekiyormuş has.ktir! Hemen mutlu olmalıyım" diye. Hiçbir şey yapmak zorunda değilsiniz.
0
epistemic_regress
(11.04.21)
Kazanmadım ki kaybedeyim. İnandıklarım, büyük oranda çocukken kafama doldurdukları korkulardan ve ön yargılardan ibaretti. Yürekten hissettiğim bir inanmışlık değildi benimki. Haliyle geride bırakması da çok güç olmadı. Sarsıcı bir tecrübe yaşamadım, doğum sancıları çekmedim. Adım adım, santim santim, ilmek ilmek ilerleyen bir geçişti. Hiç canım acımadı :) Sadece din de değil. O güne kadar sağdan soldan işittiklerimle dağarcığımda yer tutmuş ne varsa aklımda, eş zamanlı olarak aşınıp ufalandılar. Bir şeyi yitirme değil de, daha çok kendini bulma süreciydi aslında.
0
huçi kuçi
(11.04.21)
Kazanmadım ki kaybedeyim +1

6. Sınıfa kadar her yaz kuran kursuna giden, kuran okumaya o yaşta başlamış, hacı dedelerin ve kapalı bir annenin oğlu olarak hiç baskı altında hissetmeden islam öğretildim. Ama daha ufacık çocukken bile hiçbiri bana bir anlam ifade etmiyordu, annem üzülmesin diye gidiyordum. Ama daha o yaşta bile duaymış, ibadetmiş bunların bir anlama geldiğine inanamadım. Bile isteye yaptığım bir şey değildi.

Çocuksun tabii ki inanç hissin olmaz desen, babaannem öldüğünde ya da 99 depreminde tanıdıklar öldüğünde "sığınabilirdim". Bence allah bana hidayet vermemiş, içimde yok yani. Manevi tarafı gelişkin bir insan değilim.

Benim suçum mu bu? Gelmiyor işte içimden inanmak, bu öğrenilebilen bişey olsa çoktan öğrenmiştim. Annem beni döve döve namaza devam ettirmedi diye mi suçlu? Benim gibi inanmaya ihtiyaç duymayan biri için sonuç illa ki cehennem mi? İyi bir insan olmamın hiç önemi yok mu?
Sırf bunların cevabının olmaması bile inanmamak için bir sebep.
0
Jux
(12.04.21)
Kutsal kitapları okuduktan sonra. Zaten yoktu da işte daha çok emin oldum diyelim.
0
awareim
(12.04.21)
Teoride alevi, pratikte ateist olan bir ailede büyüdüm. Hiçbir dini ritüel konusunda bilgisi yok ailede kimsenin. Evin duvarında en ufak bir dini simge de yer almaz örneğin. Bu nedenle hiçbir zaman güçlü dini inancı olan biri olmadım. Bu konuda aile tarafından herhangi bir baskı ya da öğreti olmadığı için birçok şey kendi kendine gelişti.

İlk okulun başlarında bir tanrının varlığına inandığımı biliyorum. Dua falan ettiğimi hatırlarım. Ama tabiri yerindeyse "kafa basmaya başladıkça" birçok şeyi sorgulamaya başladım. İnanç konusunda da keskin bir geçiş olmayanlardanım ben. Sorgulamaların yanı sıra hem çekirdek ailem hem de akrabaların çoğunluğu zaten çok inançlı kimseler olmadığı için öyle bir çevrede büyümenin de etkisi var elbette.

Keskin bir geçiş olmadı diyorum ama hiçbir zaman agnostik bir düşünceye sahip olmadığımı da biliyorum. Yani kafamda hiç "acaba" olmadı. Var ile yok arası aslında keskin bir geçişti ama bunun ne zamana rastladığını hatırlamıyorum.

Richard Dawkins'in The God Delusion kitabında 1 ile 7 arası bir skala vardır.
1: Kesin olarak bir tanrının var olduğunu düşünen kişi
7: Kesin olarak bir tanrının olmadığını düşünen kişi

Richard Dawkins kendinin 6 (bazı söylemlerinde 6,9) olduğunu ama 7 olmadığını, çünkü bu konuda bir kesinlik belirtmenin 'bilim dışı' olduğunu söyler. Şüpheci yaklaşır yani.

Ben kendimi 7 olarak görüyorum. Çünkü bilim insanı değilim :)
0
himmet dayi
(12.04.21)
inançsız baba - soft müslüman bir anneyle büyüdüm. annem müslüman olmasına rağmen birkaç dua ve regl sonrası abdesti öğretmesi dışında herhangi bir dini empoze çabasına girmedi.

Anneannem de namaz kılmaz, oruç tutmaz ama dinin şehir efsanelerine çok meraklıdır, böyle saçma sapan hikâyeler olur ya onları anlatırdı arada. babam da sinirlendirdi ve bize hep bunların akılcı olmadığını nedenleriyle açıklardı.

15-16 yaşlarıma gelince okumaya anlamaya başladıkça; dinler tarihini, farklı inanç sistemlerini, kültürleri, mitolojiyi ve dini ritüellerin yansımalarını gördükçe zaten çok kuvvetli olmayan inancım ciddi şekilde sarsıldı. Özellikle dünya tarihinin %80'inin ekonomiyle ve ticaret döngüsüyle alakalı olduğunu idrak edince ise tamamen inançsızlaştım. ölümden sonraki hayatın olmama mevzusu da benim için ne küçükken ne de şimdi yıkım olmadı. zira sonsuzluk fikri ağır bir yükmüş gibi geliyor.
0
muslugubozukhayrat
(12.04.21)
ben yazılanların aksine bir durumdayım sanırım.

"geleneksel islam" çerçevesinde yaşayıp giden bir ailede büyüdüm.
namazın kılınmadığı ama oruçların aksatılmadığı, kitap okunmayan ve kuranda olmayan şeylerin birileri tarafından din diye yutturulduğu şeylerle çevrelenmiş bir aile ortamı diyelim. yani türkiye'nin büyük bir kısmı nasılsa benim ailemde öyleydi.

lise zamanlarında saf ve samimi duygularla "geleneksel islam" çerçevesinde dindar bir insan oldum ama herhangi bir cemaat vesaire ortamında hayatım boyunca hiç bulunmadım. geldiğim süreçte onlarca kişiyi dinleyip farklı yorumları dinledim ama burada yazılan kişilerin aksine "sorgulama" kafasına biraz geç girdiğim için sanırım dindarlıktan kopmadım. daha çok toyken sorgulamış olsam muhtemelen ne lan bu saçmalıklar deyip farklı birisi olurdum diye düşünüyorum. saflığım bir nevi beni bu durumdan engelledi diyebilirim.

şu aşamada geleneksel islam öğretisindeki saçmalıklardan kurtulup gerçek islamı öğrenmeye çalıştıkça inancım daha da artıyor. fakat dediğim gibi uzun bir süreç sonrası sorgulama aşamasına geçmiş olmak daha olgun düşünmeme sebep oldu bence.
0
emcekare olmadi einstein olsun bari
(12.04.21)
(13)

Ne için yaşıyoruz?

ayakkokususeveninsan
MerhabalarDaha önce buna benzer bir soru sormuştum ve cevaplar beni tatmin etmemişti.26 yaşında evli, düzgün işi gücü olan, maddi sıkıntıları yaşamayan birisiyim. Herhangi bir inancım yok. Çevremdeki insanlarla aram hep iyi olmuştur hep sevilen biri oldum. Kendi çapımda başarılarımda var. Klarnet ça
Merhabalar
Daha önce buna benzer bir soru sormuştum ve cevaplar beni tatmin etmemişti.
26 yaşında evli, düzgün işi gücü olan, maddi sıkıntıları yaşamayan birisiyim. Herhangi bir inancım yok. Çevremdeki insanlarla aram hep iyi olmuştur hep sevilen biri oldum. Kendi çapımda başarılarımda var. Klarnet çalmak, resim yapmak, bisiklete binmek, bitkilerle uğraşmak, çeşitli hayvanlar(tarantula muhabbet kuşu hamster vb) beslemek gibi çeşitli hobilerim var. Ama düzenli bir şekilde "neden ne için yaşıyoruz" boşluğuna düşüyorum. Bu konuda yalnız mıyım? Etrafımdaki insanlarla bu tarz konuşmalar açınca gülüp geçiyorlar saçmalıyorsun diyorlar. Bu zor sorunun cevabını bilen var mı veya kendine has amaçlarınız neler? Tabi öbür dünyaya inanıyorsanız bu hayat amaç değil sadece bir araçtır sizler için ama benim için öyle değil.
0
ayakkokususeveninsan
(04.03.21)
İnançsız 38 yaşında adamım. Eğer dinlerin söylemediği ama gerçekte olan bir amaç arıyorsan bunu bulamazsın. Çünkü amaç niyetten doğar. Niyet ise ancak farkındalık sahibi bir yaratıcı gerektirir. Buna inanmıyorsan aslında olasılıklar denizinde savrulduğumuzu kabullenmen gerekir. Amaçsızlık içinde en başarılının soyunu sürdürdüğü bir düzen var. Bu düzende başarılı olmana rağmen beyninin, empati yeteneğinin gelişkinliği nedeniyle üstüne koyacak bir şeyler arıyorsan bunun cevabı zaten yine hormonlarımızda. Dünya üzerindeki gereksiz acıları azaltmayı ana ilke olarak benimseyebilirsin. Çünkü hayatta en büyük tatminin bu yoldan geçtiğini göreceksin. "İsteyerek bir yükün altına girip onu taşımak ve bu vesile ile acıları azaltmak" Cennet için değil aklınla bunun en onurlu tavır olduğunu bulmak çok zor değil.
0
twelfth
(04.03.21)
Bence "it's not about the destinaon, it's about the journey" yaşamak için yaşıyoruz. İlla dünya sonrası yaşam ya da dünyada büyük bir iz bırakmak gerekmiyor. Hayat diye bir düzen var, var oluyoruz ve sonra ölüyoruz. Amaç bu bence.
0
cometome
(04.03.21)
finansal bagimsizligimi sagladiktan sonra dunyadaki butun muzikleri dinlemek, filmleri izlemek, oyunlari oynamak ve kitaplari okumak istiyorum. tamam hepsi degil ama olabildigince cogunu, haha.
0
baldur2
(04.03.21)
Hiçbir şey için yaşamıyoruz. Tesadüfen dünyaya geldik, anlamsız hayatlarımızı yaşayıp toprakta böceklere yem olacağız. Doğanın döngüsüne karışacağız.

Bunu kabullenemeyen intihar ediyor, bu minicik ve anlamsız yaşamdan bi şekilde keyif almayı başaranlar mutlu şekilde yaşıyor, hem kabullenemeyip hem de ölmeyi götü yemeyenlerse ekşi itiraf başlığında ağlıyor asfsf.

Hobileriniz, sevmek sevilmek, güzel bir şarkıya denk gelmek... İsteyen en ufak şeyde mutluluğu bulabilir ama anlam? Anlam yok.

Seviyoruz çünkü sevebiliyoruz ve oksitosin, seratonin filan salgılayıp mutlu oluyoruz bi süreliğine. Ockham'ın usturası güzel bir araç genel olarak. Bir şeyi en basit haliyle düşünmeliyiz. Karmaşık hale getirip cevabı olmayan sorularda boğulmanın ne yararı var? (Filozof olma hayaliniz varsa bilemeyeceğim lol)
0
inawen
(04.03.21)
Oncelikle 40 yasindayim bu tip muhabbetler acildiginda gulup gececek, soyleyecek iki cift lafi olmayacak tiynetle insanla 1 dakika daha uzatmam ve arkadasligi keserim yavastan.

Inancli biri olmama ragmen hayati tamamen bos buluyorum. Kalu bela derler o zaman ruhumuzun bu yasami istedigine inanilir, bir secim yaparak gelmisiz yani fakat tamamen bos beles cennette takilmaktan kaynakli bir ruh zirvalamasi olarak goruyorum dunyaya gidelim isteginde bulunmayi kendi inancim cercevesinde.

inancli biri olmama, burada oturup benim dunya gorusum hayatin isleyisinin nasil olduguna dair gorusum budur desem cok tuhaf karsilanacak bir hayat gorusum olmasina ragmen zerre spiritualist degilim. inancli olusum tamamen kendi icimde ikna oldugum Allahin varliginin kesinliginden geliyor bu hayati cennet sevdasiyla yasayan sofilerden degilim.

Cennet anlayisimi da black mirror'un bir bolumu cok guzel vermisti.

Neyse hayat bos, bir manasi yok. Insan olma deneyimini yasamak icin burdayiz sadece.
0
2oda1salon
(04.03.21)
İnançsız bir insan mutlu olmak için yaşar. Mutluluğu başka bir dünyaya bırakmaz, bu dünyada yakalamaya çalışır. Klişe olabilir belki ama sabah kalkınca ilk aklına ne geliyorsa onun için yaşıyorsun. Aklına hiçbir şey gelmiyorsa hayatta basarabileceğin küçük hedefler koy, finansal yönden sıkıntın varsa onu düzelt, yoksa parayı kullanarak en çok mutluluğu nasıl yakalarım bunu düşün, gez toz ne bileyim. Arkadaş mı bulamıyorsun? Yeni arkadaş edin. İnsanları sevmiyorum diyorsan yapacak bir şey yok, o zaman bunalıma merhaba de.
0
smurfsmurfsmurf
(04.03.21)
güzel bir hayat yaşamak, keyif yapmak için, mutlu olmak ve insanları mutlu etmek için yaşıyoruz. öyle kendime has amaçlarım falan yok, kendime ayrılan süreyi güzel harcamaya çalışıyorum.
0
roket adam
(04.03.21)
Bu sorunun cok degerli bir soru olmadigini dusunuyorum.

Ortaokul yillarimda "Insan Neyle Yasar?"i okumustum ve bu sorunun cok daha ustunde kafa yorulmasi gerekilen bir soru olduguna o vakitten beri ikna olmus durumdayim. Tolstoy ile yollarimi ayirdim, onun o hikayedeki degerleri benim degerlerim degil artik ama odagimda o soru hep var oldu. Neyle yasarim, neyle yasamaliyim?
0
buf-e kür
(04.03.21)
Neden bu dünyada doğuyoruz? Neden ve nasıl öleceğiz? Sonunda gittiğimizde yanımıza hiçbir şey alamadığımız halde, kavradığımız her şey neden nihayetinde bize kalıcı mutluluk vermekte başarısız oluyor? "Mezarın cebi yok."

Her insanın bu sorusu vardır. Her din bu durumdan bahseder. Ve her felsefe ve inancın bu ikilem için bir açıklaması vardır.

Ancak hiçbir felsefe ya da din, insan bilincinin doğası, varoluşun temel doğası, doğum ve ölüm meselesi hakkında herkes için kabul edilebilir tam bir yanıt vermemiştir. Büyük teknolojik ve maddi ilerlemeye ve binlerce yıllık dogmatik dine rağmen, insanlar sadece şu soruyla kalır: "Evet‚ ama ... Ben neyim? "

Ilgini cekti mi? Bu sayfadan alinti,

www.mirrorofzen.com

Bu soruya dusunerek cevap yok. tatminsizligin sonu yok, ancak butun inanc ve dusuncelerin otesinde, eksik olmayan, dogum ve olumun otesinde, kimligin, varolusun, var olmayisin otesinde ne var diye merak ediyorsan, budizm ve zen, bunu kesfetmek icin var.

Facebookta bir damla zen diye ararsan haftada 2 kere bulusup zen pratigi ve muhabbet oluyor, katilabilirsin.
0
JohnOakley
(04.03.21)
açıkçası ben de neden bulamıyorum. yalnız değilsiniz bu konuda. hiçbir zaman da bulamayacağımızı düşünüyorum. bence yaşamaya değecek şeyler birkaç güzel andan ibaret. birini sevmek, merak edilen bir yere seyahat etmek gibi. insan farkında değil, ama mutluluk üstüne yaşıyor. bunlardan biri gün içinde başıma gelsin de mutlu olayım diye bekliyor. bunun dışında hiçbir sebep yok sabah uyanmak için. bunlar da olmuyorsa zaten insan depresifleşiyor iyice.

bana eskiden çok saçma gelirdi ama tesadüfi bir şekilde burada varolduğumuzu düşünmeye başladım. yani burada olmamız için özel bir sebep yok, asla da olmayacak. yolculuk, hedefe varma şeyleri zırvalık bile olabilir duruma göre. bir anlam yüklemeye çalışmak çok zor. beklenti içerisine girerseniz de üzülüyorsunuz. kısacası boş küme gibi geliyor bana bu sorunun cevabı. yalnızca ölüm günü gelsin diye bekliyormuşuz gibi.
0
sivilceli ergen
(04.03.21)
Gülüp dalga geçenler de garipmiş, anlamadım. Her insanın zaman zaman aklına takılır böyle şeyler.

Dünyaya gelmemizin bir amacı yok. Hepimizin ortak bir amacının olması için bizden üstün bir varlığın bizi yaratıp "Sizi şunun için yarattım." demesi gerekirdi. O zaman insanlık olarak tek bir amaç uğruna hep beraber çalışırdık ama böyle bir şey yok. Kendine bir amaç yaratabilirsin ama onu da sırf bir amacım olsun diye yaparsan o da bir kanadı kırık kalır.

Dünyanın en zor sorularından birisine burada yanıt bulamazsın.

Ayrıca genç yaşta düzenini kurduğun için biraz boşluğa düşmüş olman normal. Ben mesela ne kadar bu konuları düşünsem de senin kadar boşlukta değilim çünkü düzenimi kuramadım :)

Kısa vadeli (birkaç yıllık) hedefler de koyabilirsin kendine.

Camus de okuyabilirsin, tavsiye ederim.
0
ardt
(04.03.21)
29 yaşındayım
deistim
stranger in a strange land pozisyonunda yalnızım
istesem bir senede biriktirdiğim parayla 10 senelik bir eli yüzü düzgün araba alırım
bu sene hiç izin kullanmadım
yeri geldi haftasonu da çalıştım (ekstra para veriyorlar iyi oluyor)
ot gibi yaşıyorum
ama günler geçiyor, öyle geçinip gidiyoruz, bazen hüzünlü ve bazen mutlu, karışık
yalnız işimi iyi yapıyorsam, sorunları çat çat çözüyorsam, işimde en iyi isem, benden iyisi yok bu aralar
0
rain when i die
(04.03.21)
Ne desek bildik lafları tekrarlamanın ilerisine gidemeyeceğiz. Ya "farkında olsak da olmasak da, sınırlı benliklerimizin ötesine geçen, varlığın en derin temellerine kök salmış aşkın bir anlam var" diyeceğiz ya da "temeller"e ilişkin metafizik kurgulara dalmayı boşuna bir çaba sayıp "burada bulunuşumuzun nesnel bir anlamı yok, öylece bırakıldık dünyaya, onu nasıl anlamlandıracağımız da bize bağlı" diyerek işin içinden sıyrılacağız. Soruna nereden yaklaşırsak yaklaşalım, insan denilen organizmanın sadece yeyip içmeyle ayakta durmadığı kuşku götürmez bir gerçek. Yapıp ettiklerinin bir şeye değdiğini hissetmek istiyor insan. Sabahın ayazında yatağından fırlayıp, maddi uygarlığın vecibelerini yerine getirmek üzere sokakları dolduran çılgın kaynaşmaya bir köşesinden dahil olmak için bir yaşama nedenine ihtiyaç duyuyor. Bazıları bu "neden"lere dair net bir görüşe sahip ya da öyleymiş gibi davranıyorlar. Banka hesaplarındaki birikimleri mi, ahrette ulaşmayı umdukları ilahi mükafat mı ya da canları kadar sevdikleri başka biri mi?.. Çoğunluğu oluşturan diğerlerimiz ise henüz uğruna yaşanacak şeyin eksiksiz bir resmini çizmemiş kafasında, belki de öyle bir resim hiç olmayacak; daha önünde görülecek güzel günlerin olduğunu fısıldayan belli belirsiz bir umudun peşinden sürüklenerek hayatına devam ediyor sadece.

Kutsal Kitap'ta "Vaiz" diye bir bölüm var, tam da bu konuları işliyor. Hazır sırası gelmişken oradan sevdiğim bir pasajı paylaşmazsam çatlarım :D

Buyurun:

"Git, sevinçle ekmeğini ye, neşeyle şarabını iç. Çünkü yaptıkların baştan beri Tanrı'nın hoşuna gitti. Giysilerin hep ak olsun. Başından zeytinyağı eksilmesin. Güneşin altında Tanrı'nın sana verdiği boş ömrün bütün günlerini, bütün anlamsız günlerini sevdiğin karınla güzel güzel yaşayarak geçir. Çünkü hayattan ve güneşin altında harcadığın emekten payına düşecek olan budur. Çalışmak için eline ne geçerse, var gücünle çalış. Çünkü gitmekte olduğun ölüler diyarında iş, tasarı, bilgi ve bilgelik yoktur."
0
huçi kuçi
(05.03.21)
(6)

Sözlükte neden bu kadar çok muhakemeden yoksun, algıya kapılan insan var?

İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
Merhaba arkadaşlar,Sözlükte çok denk geldiğim bir durum var. Mesela bir olumsuzlukla ilgili bir başlık açılıyor. Millet doğruluğuna yanlışlığına bakmadan hemen atlıyor, esip gürlüyor, eleştiriyor, direk başlıktan okuduğuyla yorum yapılıyor. Dur bi iyice oku, nedir ne değildir bir düşün, karar ver, o
Merhaba arkadaşlar,

Sözlükte çok denk geldiğim bir durum var. Mesela bir olumsuzlukla ilgili bir başlık açılıyor. Millet doğruluğuna yanlışlığına bakmadan hemen atlıyor, esip gürlüyor, eleştiriyor, direk başlıktan okuduğuyla yorum yapılıyor. Dur bi iyice oku, nedir ne değildir bir düşün, karar ver, ona göre yorum yap. Yok illa sazan gibi atlayacaklar, sanki pusuya yatmışlar, o başlığın açılmasını bekliyorlar. Özellikle mahsus açılan trol başlıkları çok güzel sazan turnusolü görevi görüyor. Doğru şeyler yazanları görmek için özellikle inceliyorum, sayıları bir elin parmaklarını geçmiyor.

Mesela şimdi sözlüğe girdim,
eksisozluk.com

Bu başlık açılmış. Trol bir başlık olduğunu düşünüyorum. Çoğu entryde de hep aynı şey yazılmış "Daha ilk günden böyleyse bla bla". Yanlışım varsa düzeltin ama bu Covid-19 meretinin belirtileri belli bir süreden sonra ortaya çıkmıyor mu? Ben mi yanlış biliyorum? Millet bir gün içinde ne kadar çabuk virüsü kapıp belirtileri gösterip test olup pozitif olduğunu görüyor?

Bu akıma kapılmayanların düşüncelerini belirttiği entryler de var ama diğerlerinin yanında esameleri okunmaz. Siz ne düşünüyorsunuz? Fikirlerinizi belirtirseniz sevinirim. Teşekkür ederim.
0
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(02.03.21)
İlk olarak başlık troll değil. Veriler doğru.

İkinci olarak, söylediğin doğru. Bazı yasakların sona ermesinin günlük vaka sayısına henüz etkisi yok. O yüzden bahsettiğin o tarz entry'leri yazanların ekseriyeti mal.

Bunda şaşılacak bir şey yok. Çünkü sözlük son birkaç yıldır "ne kadar çok kullanıcı, ne kadar çok içerik o kadar çok para" politikasıyla yönetildiği için ne kadar boş adam varsa sözlüğe yığıldı.

zaten gece 11-12'ye doğru gündemde yükselen başlıklara bir bak ve örneğin "dertleşecek insan veritabanı" başlığına bir gir yazar profilini daha iyi anlarsın. sadece futbol konuşan ve bu tip başlıklara "25 santim aletim var" diye yazan adamlardan muhakeme yaplamarını bekleme bence.
0
himmet dayi
(02.03.21)
en çok da firma rezaletlerinde oluyor bu. adam yazıyor şu firma şu kadar paramı iç etti. şu kurye beni dövdü. ortada hiçbir kanıt yok. ama herkes sanki başlığı açanın iddiaları %100 doğruymuş gibi firmaya döşüyor. sanki yıllarca bunun için beklemişler gibi.
0
nickini degistiren yazar
(02.03.21)
İnsanların %99.99'u önce düşünüp sonra bir konu hakkında yargıya varmaz. Önceden gelen kabulleri vardır, gelen veriyi o kabul içinde bir yerlere oturtur, rasyonalize eder.

Yani sokağa çıkma yasağı kalkınca vaka sayısının artacağına inanıyor adam, bakıyor ilk gün şu kadar vaka olmuş, "aa ben demiştim" diye yapıştırıyor. Tam tersi gibi vaka sayısının artışına bakıp, sonra sebeplerini sorgulayıp, en son yasakların kalkması olduğu sonucuna varmıyor yani, tersten işliyor süreç.

Bu "tersten işleme" olayı aslında insanın yapısını düşününce çok normal. "Balık niye yüzüyor" diye değil, "bir şey yüzüyorsa balıktır" diye düşünüyoruz, çünkü böylesi pratikte çok daha faydalı. Son birkaç yüzyıl (ve onda da toplumun çok küçük bir kesimi hariç) böyle bir şeye hiç ihtiyacı olmadı insan beyninin. Bir faydası ya da amacı yoktu, olsa bile bunu yapacak enerjimiz/kaynağımız yoktu.

Default'u o yani, tam tersi için özel bir eğitim gerekiyor.
0
plutongezegendegilmi
(02.03.21)
Ezici sebep kalabalık olması. Yazarken özenmiyor insanlar artık. Çünkü yazdığın şey çok büyük ihtimalle kaybolacak. Ayrıca ilk yazılar öne çıkyor, düşünmeye ya da referans aramaya vakit bırakmıyor bazı yazarlar.

Sadece bu da değil, reasoning de yok artık. Destekli bir argüman hak getire, geçir lafı topla favları.

Bir de şey komik, ilk 10 entry resmen geriye kalan entryleri şekillendiriyor. Bir tür "mahalle baskısı" veya tersi "aynı fikirdeki kalabalığın gürültüsü" çok şiddetli.
0
tey tey
(02.03.21)
İlk 5 sayfaya şöyle bir göz gezdirdim de; bence o kadar da vahim bir görüntü yok. Vaka sayısındaki ani artışı, ciddi ciddi dün itibarıyla yasakların gevşetilmesine bağlayan çok fazla girdiye rastlamadım. En azından sözlük ekseriyetinin muhakeme yetisinden şüphe duyacak kadar yoğun görünmediler bana. Ben mi kanaatkar yaklaşıyorum yoksa? İnsan aklı, yaradılışı gereği art arda gelen iki olay arasında neden-sonuç bağı kurmaya eğilimli zaten; buna bir de en az düşünce sarfiyatı gerektiren yargıya hemencecik atlama huyumuz eklenince, doğal olarak bu tür yüzeysel yorumlar ortaya çıkıyor. Çok da takılma bence, manyak olursun :D
0
huçi kuçi
(02.03.21)
muhalifi olsun, yandaşı olsun genel bir düşünce ve sorgulama tembelliği var insanlarda. yandaş tabanı zaten hiç sallamıyorum ama nispeten daha okumuş olması gereken muhalif tabanda da kötü bir şey gördüğün anda --> inan --> abart --> yay algoritması çalışıyor. bunu insanların kötümserlik yayarak, kendi kötü durumları hakkında kendilerini iyi hissetmeye çalışmaları ile açıklıyorum kendimce. yani bak her şey çok kötü zaten, ben kötüyüm ama beni boşver yalnız değilim, modu var.
0
roket adam
(02.03.21)
(7)

türkçe sorusu (korkulan eşik aşıldı)

buenosdias
geçen böyle bir haber basligi gördüm. direkt olumlu birseymis gibi algiladim. ama detay okuyunca olumsuz oldugunu gördüm.acaba ben mi yanlis algiliyorum asmak kelimesi olumlu anlam katmiyor mu?
geçen böyle bir haber basligi gördüm. direkt olumlu birseymis gibi algiladim.

ama detay okuyunca olumsuz oldugunu gördüm.

acaba ben mi yanlis algiliyorum asmak kelimesi olumlu anlam katmiyor mu?
0
buenosdias
(26.02.21)
sizin mantığınıza göre haddini aşmak da olumlu bir şey :)
0
rose parks
(26.02.21)
daha çok tıklansın diye başlığı yanıltıcı koymuş olabilirler. (bkz: clickbait)
0
curious mind
(26.02.21)
Korku eşiği ve korkulan eşik farklı şeyler
0
freebird5406_2
(26.02.21)
Örnek:

Korkulan eşik: Günlük 10 bin vaka.

Korkulan eşiğin aşılması: 10 bin vakanın üstüne çıkılması. Yani olumlu ya da olumsuz diye yargıya varılamıyor. Bir yanlışlık yok.
0
himmet dayi
(26.02.21)
Bu net olumsuz anlam.
0
sta
(26.02.21)
"Korkulan eşik" deyince o eşiğin ötesinde korkulması gereken bir şey yokmuş, eşiği geçince felaha erecekmişiz izlenimi uyandırabiliyor: "Korkulan eşiği atlattık, artık rahat bir nefes alabilirsiniz". Bunun yerine "güvenli sınır aşıldı" veya "psikolojik sınır geçildi" gibi bir ifade kullanılsa durumun değişimindeki olumsuz gidiş daha iyi yansıtılabilir gibi geliyor bana.

Ya da en iyisi "eşik/sınır" metaforunu tümden bir kenara bırakalım.
0
huçi kuçi
(26.02.21)
Haber Turkcesini tartismaya pek gerek yok ama bir esigi atlamak da bir seyi asmak da olumlu anlamda oldugu uzere bir esigin asilmasi olumlu bir anlam. Korkulan bir esik (artik bir esikten neden korkulursa) asildiysa duzluge sag salim cikilmis demektir.
0
dunal
(26.02.21)
(9)

Ben bugün resmen sivilce sıkma videosu izledim :$

1bir1bir1
Evet. Asmr cinsi bir şey hissetmedim ama çok acaip bir doyum hissi oldu. Yani bedensel bir his de değil, iç rahatlaması gibi düşünün. Hem gıcık oluyorum hem hoşuma gidiyor. Bu neyin nesi?
Evet. Asmr cinsi bir şey hissetmedim ama çok acaip bir doyum hissi oldu. Yani bedensel bir his de değil, iç rahatlaması gibi düşünün. Hem gıcık oluyorum hem hoşuma gidiyor. Bu neyin nesi?
0
1bir1bir1
(26.02.21)
İlacin surasi:

www.reddit.com
0
fakyoras
(26.02.21)
O ne ki :$ ingiliççem yok.
0
🌸1bir1bir1
(26.02.21)
Bu tarz ic rahatlatan seylerin oldugu bi yer
0
fakyoras
(26.02.21)
kusuyorum izninle.
0
das ende der welt
(26.02.21)
Bu bana hiç yabancı gelmedi. Yok, ben değil, sivilce sıkmayı hobi haline getirmiş bir akrabam var. Beraber oturmuş konuşurken, gözleriyle yüzümü şöyle bir tarar, benim varlığından bile bihaber olduğum sivilceleri tespit edip o saniye sıktırmam için ikna çalışmalarına başlardı. Yok, olmaz, acır, yara olur, iz bırakır... Ne dersen de, 5 dakika sonra kafan onun bacağına yaslanmış halde, yediğin çimdiklerin acısıyla yüzünü buruştururken bulurdun kendini. "Of of of, vıjjjjt diye çıkıyor" diye ballandırmaz mı bir de...
0
huçi kuçi
(26.02.21)
@huçi kuçi

Bildiğin gibi değil nasıl bir doyum + ferahlama karışımı bir his... ayyyy.
0
🌸1bir1bir1
(26.02.21)
buraya bayılırsın muhtemelen.

www.reddit.com
0
tey tey
(26.02.21)
Masaj videolarını tavsiye ederim :):):)
Bağımlılık yapıyor, özellikle küt küt beli bacağı kütletenler
0
birbilsem
(26.02.21)
dr pimple popper var, youtube'dan bakabilirsin.
0
kimlanbu
(26.02.21)
(6)

pes oynamayı nasıl öğrenebilirim

berkes2
hayatımda hiç oynamadım öğrenmek istiyorum.kendi kendime mi öğrenmem gerek başka türlü nasıl öğrenebilirim?teşekkürler.
hayatımda hiç oynamadım öğrenmek istiyorum.

kendi kendime mi öğrenmem gerek başka türlü nasıl öğrenebilirim?

teşekkürler.
0
berkes2
(24.02.21)
okulu veya kursu yok. menüyü kurcalayınca göreceksiniz antreman vb gibi şeyleri.
0
uuth
(24.02.21)
youtube'a bakabilirsiniz. mümkünse iyi oynayan arkadaşınız varsa beraber oynayabilirsiniz. iyi oyunlar.
0
black holes in the sky
(24.02.21)
bilgisayara karşı amatörde başla gittikçe seviye yükselt belli bi miktar öğrenirsin. sonra insanlarla yapman gerek tabi.
0
papuayenigine02561
(24.02.21)
Tecrübeli birine karşı oynarken oyunun dinamiklerini kavramak için yeterince topa sahip olma imkanı bulamayacaksın muhtemelen. Kanlı canlı rakiplere geçmeden önce bilgisayara karşı kolay seviyede oynaman daha iyi olur bence de.
0
huçi kuçi
(24.02.21)
Çok iyi oynayan biriyle oynamak birçok yetini geliştirebilir. Savunma yapmak gibi. Bi de çok spesifik düşünme. Oyunun açıklarını kullan. Atıyorum bi ara yerden frikik kullanıyorduk sonra kornerleri de hep paslaşarak kullanıyorduk.
0
olaylar olaylar
(24.02.21)
Ben de oynayamıyom yıllardır eline ilk defa alan beni yener uğraşma
0
gatherer
(25.02.21)
(4)

Ionna Kuçuradi kitaplarını hakkında düşünceleriniz?

neil manke
okunur mu? yoksa kant kitabı gibi okuyup hiç bir şey anlamadan kapatılacak kitaplardan mı?
okunur mu? yoksa kant kitabı gibi okuyup hiç bir şey anlamadan kapatılacak kitaplardan mı?
0
neil manke
(23.02.21)
İonna hocanın dili gayet akıcı ve anlaşılırdır
0
apocalipy
(23.02.21)
Üniversitedeyken ders gereği "İnsan ve Değerleri", "Çağın Olayları Arasında" ve "Uludağ Konuşmaları" kitaplarını okumuştum. Hepsi öyle midir bilmiyorum ama bu okuduklarım oldukça yalın bir üslupla yazılmış kitaplardı.
0
huçi kuçi
(23.02.21)
çok akıcı. rahat okunur.
0
rewlack
(23.02.21)
Çok rahat okunacak kitaplar, ancak farklı kitaplara geçtiğiniz zaman tekrarlar arasında boğulabilirsiniz. Bu diğer kitapta da vardı diye.

"insan ve Değerleri", "Uludağ Konuşmaları" ve "İnsan Hakları" kitaplarını okumanızı tavsiye ederim.
0
hayaletimsi
(23.02.21)
(4)

"Soğuk olan hava değil Mahsun, insanlar soğuk, hayat çok soğuk."

huçi kuçi
Tabutta Rövaşata filminde geçen bir replik. Geçtiği rivayet edilen mi demeliyim yoksa? Facebook, Twitter, Ekşi Sözlük... Filmle ilgili yorum ve paylaşımlarla karşılaştığım her mecrada bu repliğin alıntılandığını görüyorum. Hatta, Reis'le Mahsun karakterlerinin deniz kıyısında plastik kasaların üzeri
Tabutta Rövaşata filminde geçen bir replik. Geçtiği rivayet edilen mi demeliyim yoksa? Facebook, Twitter, Ekşi Sözlük... Filmle ilgili yorum ve paylaşımlarla karşılaştığım her mecrada bu repliğin alıntılandığını görüyorum. Hatta, Reis'le Mahsun karakterlerinin deniz kıyısında plastik kasaların üzerine oturmuş, yan yana poğaça yerken göründükleri sahnenin altına iliştirip paylaşıyorlar. Filmi yakın zamanda izledim. İzlemeden önce replikten de haberdardım, Reis'in ağzından bu sözlerin döküleceği sahneyi görmeyi merakla bekliyordum. Fakat ne o internet paylaşımlarındaki görüntünün alındığı sahnede ne de filmin başka herhangi bir yerinde bahsi geçen repliğe rastladım. İzledikten sonra, belki kaçırmışımdır diye bir daha baktım, bulamadım. Filmi başka sitelerden açıp baktım, yine bulamadım. Rivayet olunan replikle birlikte paylaşılmış film kesitlerine baktım. Yokoğlu yok. Belki benim izlediğim versiyonunda o sahne atılmıştır, diyorum. Ya da filmde böyle bir repliğin geçtiği iddiası, ağızdan ağza dolaştıkça doğru olduğu sanısına kapılınan bir tür internet efsanesinden ibarettir belki de; hani şu "altını şer, incisi ker" olayındaki gibi. Ne dersiniz?
0
huçi kuçi
(22.02.21)
filmi bilmiyorum ancak böyle şeyler çok yaygın. tutunamayanlar'ı okuyup o herkesin olric'le ilgili yaptığı alıntıların HEPSİNİN yalan olduğunu, milletin olric üzerinden resmen kendi kendine konuştuğunu öğrenince şok olmuştum ajsdkdf

bu gözler six feet under repliğinin ahmet hamdi'ye atfedildiğini falan gördü artık şaşırmıyorum. benzer bir olaydır muhtemelen.
0
amugochi
(22.02.21)
birkaç ay önce izledim böyle bir cümel hatırlamıyorum
0
owaki
(22.02.21)
Söz konusu repliğin alıntılandığı birkaç sözlük girdisi:

eksisozluk.com
eksisozluk.com
eksisozluk.com
eksisozluk.com
eksisozluk.com

Ot diye bir edebiyat dergisi bir de karikatürle süsleyip paylaşmış bu sözü: twitter.com

Bunlar gibi onlarcası.
0
🌸huçi kuçi
(22.02.21)
Çok sevdiğim bir filmdir ve böyle bir sözü ben de hatırlamıyorum. Bu uydurma furyasının sonu gelse de bir rahatlasak. En son her sözün altına Freud yazıyorlardı. Aynı kafa maalesef.
0
kostüm çok güzel prenses misiniz
(22.02.21)
(12)

dünyada herkes mutlu olmak zorunda değil

Techsavvy
Bu lafı biri size söyleseydi, söyleyen hakkında ne düşünürdünüz?
Bu lafı biri size söyleseydi, söyleyen hakkında ne düşünürdünüz?
0
Techsavvy
(18.02.21)
tespit mi yapıyor yoksa umurunda değil mi,ne amaçla söyledi? 2ne takmayanı gönder.
0
hap var ot var
(18.02.21)
Bildiğim bir gerçek zaten, doğru yani. Hayat adil değil diye eklerim üstüne.
0
roket adam
(18.02.21)
Behzat Ç. izlediğini düşünürüm.
youtu.be
0
her seye atarlanan adam
(19.02.21)
mantıklı ve dürüst bir insan olduğunu düşünürdüm.
0
fyodor fyodorovic
(19.02.21)
Söylendiği bağlamı bilmeden yorum yapmak zor. Sırf edilen sözden hareket etmem gerekiyorsa iç sesim şöyle konuşurdu herhalde:

"Herkes mutlu olmak zorunda değilmiş. Peh. Amma laf. Ben de evreni tüm insanlık adına azami mutluluk üretmeye programlanmış devasa bir haz makinesi sanıyordum zati. Aydınlattığın için teşekkürler."
0
huçi kuçi
(19.02.21)
youtu.be bu videoyu mu izledin ?
0
olaylar olaylar
(19.02.21)
büyük laf ettiğini zannedip boş konusuyor diye düşünürdüm.

"hayat herkese eşit davranmıyor" veya "dünya adil bir yer değil" dese anlarım ama

dünyada herkes mutlu olmak zorunda değil gerçekten çok kıro laf. o zaman kendisi de mutlu olmak zorunda değil, siklemeyelim kendisini madem.
0
dafuq
(19.02.21)
çapsız, hayat vizyonu dar ve mutsuzluğa mahkûm biri olduğunu düşünürdüm.
mutsuz olanla, "dünyada herkes mutlu olmak zorunda değil" diyen insan aynı kefede değil bence.

mutluluk hayatın adil olmasıyla ve çevresel etkenlerle erişilen bir şey değil.
iç huzurla, insanın kendisiyle barışabilmesiyle, seçimleri ne olmuş olursa olsun kabullenebilmesiyle, anasıyla/babasıyla manevi anlamda alacağı vereceği kalmamış olmakla ilgili bir şey.
o yüzden mutlu olmak zor zaten, çünkü emek ve yüzleşme isteyen bir süreç.
yani mutlu olmak için çaba harcamak lazım, böyle arkaya yaslanıp boş konuşmakla, boş felsefeler yapmakla ulaşılacak bir şey değil.

elbette dünyada herkes mutlu değil ve olmayabilir ama "zorunda değil" diyerek kendi mutsuzluğuna kılıf uyduran ve bu konuyu böyle kabullenip hiçbir çaba gösterme gereği görmeyen, denemeden pes etmiş insanları yakın çevremde bulundurmayı tercih etmiyorum.

çünkü böyle mottolarla yaşayanlar, mutluluğun overrated olduğunu düşünenler, genelde kendisiyle ve duygularıyla yüzleşmekten kaçan, daimi mutsuzluğu kabullenmiş, pişmanlıklarla dolu olan insanlar oluyorlar ve manevi anlamda ne uzuyorlar, ne kısalıyorlar.
her şeye rağmen mutlu olan insanlar gerçekten var ve onların çevresinde olmak önemli çünkü mutluluk, mutsuzluk, umutsuzluk, neşe vb. gibi şeyler de her zaman bulaşıcıdır.

insan mutlu olmayabilir, mutsuz da olabilir, bu cümledeki sorun bakış açısında.
0
blatta hiberna
(19.02.21)
blatta hiberna+1
0
Phoebe
(19.02.21)
Bazı insanlar ufak tefek şeyleri dert edip başkalarını darlayabilir. Ya da senin kendince büyük derdin ona o kadar da büyük gelmeyebilir. Bunun üzerine söylenmişse bu söz hoş olmamış ve etkili değil bence.
Müslüm baba bu konuya yumuşak ama sarsıcı bir şekilde değinmiş:
"Hayatta sürekli mutluluğu yakalamaya çalışmak insana saadet getirmez."
0
oyokbuyoknevar
(19.02.21)
Blatta hiberna +1 kendiyle sorunları olduğu için insanlardan nefret eden zavallı biri diye düşünürüm ayrıca
0
Mossy
(19.02.21)
dafuq
(22.02.21)
(33)

Akp döneminde popüler olan kelimeler?

mikahakkinen
Hamaset, seküler, dış güçler? aklınıza gelenler nelerdir?
Hamaset, seküler, dış güçler? aklınıza gelenler nelerdir?
0
mikahakkinen
(12.02.21)
Okyanus otesi, algi oyunu, bunlaar
0
fakyoras
(12.02.21)
Terörist
0
turk kizi
(12.02.21)
Sehven
0
himmet dayi
(12.02.21)
Selam ve dua ile
0
all girls dream
(12.02.21)
istisare
velev ki
0
neverletyougodown
(12.02.21)
yerli ve milli
dış mihrak
büyük resim
kavas
türbanlı bacı
batının oyunları

edit: hasbihal var bi de, en ayar olduğum kelime.
0
bohr atom modeli
(12.02.21)
yerli ve milli
0
semyasa
(12.02.21)
fetö
0
starlightz
(12.02.21)
yerli ve milli

algı
0
dafuq
(12.02.21)
Eyyy
0
paramolacak
(12.02.21)
Noktasında
iltisaklı
0
freebird5406_2
(12.02.21)
Akil, açılım
0
dissendium
(12.02.21)
Noktasında
Yerli ve milli
Hamdolsun biz
0
jacque
(12.02.21)
kalkışma
0
bir garip melek
(12.02.21)
takiyye
surc-i lisan ettiysek affola
0
buenosdias
(12.02.21)
fıtrat.
bunlar.
onlar.
biz yaptık biz.
0
bigcaptain
(12.02.21)
Mes'ele
0
vedatchilipeppers
(12.02.21)
biat
0
kismisolungac
(12.02.21)
mutmain
teget gecti
beka
0
in vino veritas
(12.02.21)
Görevden af talebi
0
Kahir ekseriyet
(12.02.21)
mazlum kesinlikle bir numarada bence.

algı operasyonları

yerli ve milli
0
drako
(12.02.21)
paralel
külliye
0
durgunfoton
(12.02.21)
Samîmîyyet
As'la
Layüsel
0
pro9it9is9
(12.02.21)
zamanlaması manidar, faiz lobisi, monşer, birtakım odaklar
0
pide
(12.02.21)
Parsel parsel
Kupon arazi
0
suicides underground
(12.02.21)
bay kemal
0
9kuyruklukedi
(12.02.21)
beka
0
Olric
(12.02.21)
Khk
Kayyum
0
suicides underground
(12.02.21)
Vatan haini
Din kardeşlerimiz
Toplumsal ahlak yapımız
Milli değerlerimiz

En sevdiklerim bunlar sdjdjs
0
ms brownstone
(12.02.21)
"algı operasyonu" ile "dış güçler" ölümüne kapışır.
0
makarnavodka
(12.02.21)
biraz da benimsedikleriniz: acik ve net, guncelleme, noktasinda, inanca hakaret, algi yapmak, kisitlama, laikci, devlet eski bakani, siha, fetö, cumhurbaskanligi hukumet sistemi...
0
dunal
(12.02.21)
Duble yol
0
huçi kuçi
(13.02.21)
Lobi
0
jalapeno
(13.02.21)
(6)

sac dokulmesi

walser
Son zamanlarda sacim o kadar cok dokuluyor ki korkmaya basladim. Ne zaman elimi atsam bir tutam geliyor. Head shoulders kadinlar icin koparak dokulmeler sampuanini kullaniyorum ama cok basarili degil sanirim. Sampuan onerebilir misiniz? Ya da doktora mi gitsem daha iyi bilemedim
Son zamanlarda sacim o kadar cok dokuluyor ki korkmaya basladim. Ne zaman elimi atsam bir tutam geliyor. Head shoulders kadinlar icin koparak dokulmeler sampuanini kullaniyorum ama cok basarili degil sanirim. Sampuan onerebilir misiniz? Ya da doktora mi gitsem daha iyi bilemedim
0
walser
(09.02.21)
şampuanlardan medet ummayın çok etkili olmadıklarını söylemişti doktorum. mantıklı sonuçta saçta ne kadar duruyor ki. doktora gidin bence.
0
soru
(09.02.21)
Tiroidlerinizi vs kontrol ettirin.
0
sta
(09.02.21)
2,5 aydır apikobal ( b vitamini ) + magnezinc ( magnezyum çinko )kullanıyorum. Sabahları birer tane ve gözle görülür derecede azaldı saç dökülmem
0
Nickbulamadım
(09.02.21)
Cildiye doktoruna görünebilirsin. Kan testi değerlerine bakarak beslenme tarzına veya hayat düzenine bağlı bir nedeni olup olmadığını anlayabiliyorlar sanırım.
0
huçi kuçi
(09.02.21)
troid testi + 1, ben de muzdaribim aynı konudan.

onun dışında eğer ailede -amca yada dayılarda hatta daha uzak akarabalarda olsa bile- saç dökülme ihitmali fazla.

fazla stres saç döker, kuzenim kel kaldı, baba tarafında kellik olmadığı halde.

siz en iyisi bir cildiyeye gidin, kan testleri sonucu açığa çıkar muhtemelen sebebi.
0
issiz karga
(09.02.21)
belirsizkisi
(09.02.21)
(11)

Ölümden sonra ne var?

epistemic_regress
Bu soruya verilecek cevaplarin iki zıt kutbu var: birincisi dünyada geçirdiğin zamanda yaptıkların ettiklerin göz önüne alınarak cezalandırılıyor ya da ödüllendiriliyorsun, bilincini aynen koruyorsun, burada tanıdıklarını orada da tanıyorsun, burada neysen orada da osun. Bilincin hiçbir zarar görmed
Bu soruya verilecek cevaplarin iki zıt kutbu var: birincisi dünyada geçirdiğin zamanda yaptıkların ettiklerin göz önüne alınarak cezalandırılıyor ya da ödüllendiriliyorsun, bilincini aynen koruyorsun, burada tanıdıklarını orada da tanıyorsun, burada neysen orada da osun. Bilincin hiçbir zarar görmeden seninle birlikte diğer dünyaya taşınıyor. Diğer zıt kutupta söylenenler de beyin ölümü gerçekleştiginde bilincin ortadan kalkacagi ve ölüm ile her şeyin sona erecegi. Makinenin fişini çekmek gibi. Varlığın tamamen siliniyor dünya üzerinden.

Ben bu ikisi arasındaki akıl yürütmeleri merak ediyorum. Var mı bu konudaki duyduğunuz, hissettiğiniz ya da aklınıza gelen enteresan fikirler?

Teşekkürler.
0
epistemic_regress
(03.02.21)
Mantigim olumle birlikte hicligin basladigini soyluyor. Aksi oldukca sacma geliyor. "İnsanoglu" olarak bu kadar degerli varliklar oldugumuzu dusunmuyorum, butun olenlerin toplanacagi yerler, oduller, cezalar, kavusmalar vs... Bir karinca icin bunlari nasil dusunmuyorsak insanlik icin de dusunmuyorum, dusunemiyorum.

Sadece 1-2 tane coooook ozledigim kisiler var. Mantigim o zaman kapaniyor, konusursam duyar saniyorum veya ben de oldugumde bulusuruz... Olmaz da iste diyorum ya mantik kapaninca cikiyor bu dusunceler. :)

Ozetle, olumden sonra hiclikten baska bir sey oldugunu dusunmuyorum.
0
invictae
(03.02.21)
soul ve (ozellikle) coco adli animasyonlari onerebilirim, olumden sonraya dair "enteresan fikir" katkisi saglayabirler.

ben radikal sekilde ikinci kutuptayim fakat olume yaklastikca biraz yumusarmisim gibi geliyor.
0
ateistanbul
(03.02.21)
Böyle olduğunu düşünmesem de andy weir ın egg isimli öyküsünün animasyon haline getirilmişi bence hoş öykü
youtu.be

Larry king ve neil degrasse tyson ölümle ilgili konuşurken tyson konuyu genr şu an elimizde olan tek şey olan yaşamı anlatmaya çekiyor :)

youtu.be
0
freebird5406_2
(03.02.21)
duydugum enteresan fikirler de ekseriyetle george carlin'den. olum & ilahi dinler uzerine sahane konusmalari var.
0
ateistanbul
(03.02.21)
sorguya çekilmeden ikinci bir yaşam olabilir. başka bir boyutta ya da reenkarnasyon gibi tekrar bu dünyada.
0
candide
(03.02.21)
İdea olarak hayatımızı devam ettirir miyiz acaba? Yaşayan insanlarin herbirini tanımlayan bir nitelik vardır mesela; hırs, iyi niyet, özgüven, merhamet vs. Herbirimizde diğerlerinden daha baskın bir özellik var ve yaşayarak o ideayi güçlendirip öldüğümüzde de diğer 'merhametli_lerle birlikte bir araya gelip yaşayanların hayatlarında kavramsal olarak varlığımızı sürdürüyor olabilir miyiz? Çok uçuk oldu ama böyle şeyleri düşünmek zevkli geliyor. Yoksa ben de ölümle birlikte her şeyin biteceğine tamamen emin gibiyim.
0
🌸epistemic_regress
(03.02.21)
Aslında derdim ölmek, yok olmak değil, anlam arayışı. Neden varız, neden dünyaya geldik gibi şeyler galiba. Varolusumuzun iyi kötü bir anlamınin olduğuna ikna olabilsek ölüm fikri bu kadar zorlamaz gibi.
0
🌸epistemic_regress
(03.02.21)
bana olasılığı en yakın gelen şey simulasyon teorisi, milyar milyar yıl içinde yapay zeka kendi evrenini yaratacak evrimi geçirmiştir diye düşünüyorum, belki biz de kendi özünü yaratmaya çalışan yapay zeka hücreleriyiz.
0
arph
(03.02.21)
Tanrıya inanan birisi için de tanrıdan önce ne vardı tanrı nasıl var oldu sorularının cevabı yok zaten cevap nasıl olabilir ki hemen ondan da önce ne vardı nasıl oldu diye soracağız. hiç bir zaman tatmin olamayacağız ve öğrenemeyeceğiz. cennete gitsek bile aklımıza tanrı nasıl oluştu ondan önce ne vardı diye düşüneceğiz. insan beyninin kavrayamadığı ve bu beynimizle hiç bir zaman da kavrayamacağı olayların döndüğü kesin :)
0
kelepir
(03.02.21)
doğmadan önce neredeydin ? işte ölünce de oraya gideceksin.
0
orpheus
(03.02.21)
Bazen düşünüyorum da... Evrenin hiç sonu gelmeyen bir döngü içinde, başından sonuna kadar boyuna aynı seyirde kendini tekrarlama olasılığı ürkütüyor beni. Takılmış plak misali ha bire başa dönüp aynı olayları harfiyen tekrar tekrar yaşayacağız yani. Sonsuz kez. Aynı üzüntüler, aynı pişmanlıklar, aynı korkular, aynı acılar... Döngünün daha önceki sayısız çevriminde olaylar nasıl seyrettiyse birebir aynı şeyleri tecrübe edeceğiz.

Allah vere de bu ihtimal gerçek olmasın, çünkü hiç işime gelmez :D
0
huçi kuçi
(03.02.21)
(12)

ketıl kireç

papuayenigine02561
böyle beyaz küçük parçalar çıkıyor her kaynatmadan sonra. internette limon tuzu önermişler. deneyen var mı veya alternatif?
böyle beyaz küçük parçalar çıkıyor her kaynatmadan sonra. internette limon tuzu önermişler. deneyen var mı veya alternatif?
0
papuayenigine02561
(02.02.21)
Evet. Limon tuzu ekleyip kaynatın
0
hayvanat
(02.02.21)
Limon tuzu kullanın kimyasallara bulaşmayın, zehirlenirsiniz kalıntı olursa. Tam çözülmezse 2 kere yapın.
0
megalomaniac
(02.02.21)
Kireç tabakası çok kalın değilse limon tuzu iş görüyor. Suyu kaynatırken çat pat diye kırılan cinsten kalın bir kireç birikimi varsa kireç sökücü daha etkili.
0
huçi kuçi
(02.02.21)
limon tuzu koyun, ketilin yarisina kadar da su koyun aksam. kaynatmayin. sabaha kadar bekleyin ve tataaa
0
hazen
(02.02.21)
Sirke kaynatmakta işe yarıyor.
0
hayalhayal
(02.02.21)
ben ara ara yapıyorum.
sadece tabanı değil, yanları da üste kadar kireçli olduğu için neredeyse tamamını dolduruyorum ve limon tuzunu elimle serpiyorum. kirecin yoğun olduğu yerlere daha fazla atıyorum. onu 1-2 denemede zaten ayarlarsınız. en son yaptığımda "dur lan nolcak" diyip 1-2 avuç attım, 15-20 saniye çalıştıktan sonra kapandı. makineyi bozduğumu sandım ama kendini korumaya almış gibiydi. temizledim sonra çalıştı.
otelde çalışan ablalar birkaç damla kireç çözücü-porçöz koyuyormuş ama ketıl tipine göre bozulma olasılığı yüksek, asla denemem, önermem de.
0
MtKrt
(02.02.21)
sirke kaynatıp sonra süngerle siliyorum tertemiz oluyor.
0
jelly bear
(02.02.21)
limon tuzu +1

tertemiz oluyor içi. Çaydanlık vs.de de kullanıyorum.
0
westblack
(02.02.21)
sirke ve karbonat karışımı mis gibi yapıyor.
0
d e j i n
(02.02.21)
ben ayda 1 kirec sokucu sase kullaniyorum, bulundugum yerin suyu 1 ayda yesil tabakaya donusuyor. limontuzu kesmiyor.
0
try again fail again fail better
(02.02.21)
Kireç sökücü de, limon tuzu da olur. Kimyasala iyi durulayacaksanız bulaşmanın bir sakıncası yok. Yeterli iyi duruladığınızdan emin olum
0
rapisa
(02.02.21)
evet. limon tuzu kullandım ve işe yaradı. teşekkürler arkadaşlar.
0
🌸papuayenigine02561
(07.02.21)
(17)

Ne kadar mutlusunuz

black mamba
Baya mutsuzum. Bu hayatımın büyük kısmını kaplıyor. Şu olsun rahata ericem diye düşünüyorum. O şey oluyor ama başka sorunlar çıkıyor sonra. Yavaş yavaş çevreye dikkat etmeye başladım. İnsanlar da pek mutlu değil gibi. 10 üzerinden kaç mutlusunuz genel olarak? Ben 10 üzerinden 3. Neşeli zamanlarında
Baya mutsuzum. Bu hayatımın büyük kısmını kaplıyor. Şu olsun rahata ericem diye düşünüyorum. O şey oluyor ama başka sorunlar çıkıyor sonra. Yavaş yavaş çevreye dikkat etmeye başladım. İnsanlar da pek mutlu değil gibi. 10 üzerinden kaç mutlusunuz genel olarak? Ben 10 üzerinden 3. Neşeli zamanlarında 4 oluyor. 10 üzerinden 7-8 normal, olması gereken sınır gibi düşünebilirsiniz. 10/10 ise çok mutlu.
0
black mamba
(31.01.21)
maşallah 10 diyeyim de bu biraz kendinle de alakalı.
ne güzel durumlarda şikayet edenler var ne rezil durumlarda mutlu olmasını bilenler var.
0
basond
(31.01.21)
5 civari
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(31.01.21)
bu skalaya göre 7 herhalde.
0
pati
(31.01.21)
1
0
azzlack
(31.01.21)
9 falan mutluyum, evet bence de kendinle alakalı bir durum. sağlığımda, ailemde falan ciddi bi sorun olmadığı sürece ıvır zıvır şeyleri kafaya takmam.
0
roket adam
(31.01.21)
2 falan :(
0
candide
(31.01.21)
8/10. hayat kısa, kuşlar uçuyor :)
0
makarnavodka
(31.01.21)
6/10
0
hayirsiz
(31.01.21)
7/10

2 sikintim var. biri ask biri para. para cok sorun olmaktan cikiyor yavas yavas da, ask...
0
batlegolas
(31.01.21)
Ben burada ne zaman güzel bir şeyde kendimi övsem/oylasam başıma bir şey geliyor.
O yüzden net bir şey söylemeyeceğim :D
Yuvarlanıp gidiyoruz diyelim.
Yapı olarak pozitifimdir ve güler yüzlüyümdür ama genelde. Öyle içi ağlayan cinsten de değil.

Hayat hep mücadele ile geçiyor. Hah şu sorunları hallettim, artık hep mutlu devam edeceğim diye bir şey yok. Benim genç yaşımda gördüğüm bu oldu.

O mutluluğu veya elde ettiklerini korumaya çalışmak için bile sürekli savaş veriyor, stres oluyor, kendini geliştirmek için bir şeylerle boğuşuyorsun.

Yerinde saymaya çalışmak bile bir çaba gerektiriyor. Hayatı idame ettirmeye çalışan insan 10/10 olamaz bence. Hele de Türkiye'de.
0
ananiyimioguz
(31.01.21)
çoğu zaman mutluyum ama uzun süredir çözemediğim bir iki sorun sağ olsun bazen umutsuzluk yaratıp ortalamayı düşürüyor.
8/10 diyelim.
0
juliette
(31.01.21)
3.

Eskiden playstation'da oynadığım oyunlarda geçemediğim bir bölüm olunca kolu ablama devredip o bölümü benim adıma geçmesini beklerdim. Benzer biçimde, hayatımın kontrolünü de bir süreliğine başkasının ellerine teslim edebilme fırsatım olsaydı keşke diyorum. Şöyle bir 3-4 sene, oyun karakterini yönlendirir gibi idare etse beni birisi; bugüne dair bütün sorunları çözmesini beklemiyorum, en azından çözme yoluna soksa, yolun üzerindeki taşları, çalı çırpıyı temizlese... Hayatımın kontrolünü geri aldığımda "evet, yine iyi değil ama hiç değilse artık nereden yürümem gerektiğini biliyorum" diyebilsem... Hiç fena olmazdı.
0
huçi kuçi
(31.01.21)
6,5 / 10
0
megacracker
(31.01.21)
10/2
0
ayseee
(31.01.21)
Valla bilmiyorum. Bazen 8. Bazen 6. Bazen 10 bzen 2.

Bir şeyler eksik ama neyin eksik olduğunu bilmiyorum. Eksik olanı bulsam bi, Alice Harikalar Diyarında.
0
put it in your appropriate place
(31.01.21)
Aylardır 4.
0
jalapeno
(09.02.21)
6-7. mutlulugumun cogu gamsizligimdan geliyor. kendi alanimla ilgili daha iyi bir is bulsam 8-9 derdim.
0
baldur2
(09.02.21)
(9)

haftasonu alkol satışı yasağının mantıklı açıklaması nedir?

pilavmaker
sb
sb
0
pilavmaker
(25.01.21)
sana göre bana göre hiçbir mantıklı açıklaması yok.

yasaklayanlara göre "alkol covid'in bulaşmasını, yayılmasını hızlandırüyür. alkol zararlı, covid'li hasta alkol içerse ölüyür.
0
kibritsuyu
(25.01.21)
Sözlükte sanki şöyle bir şey okumuştum haftasonu tekellerin kapalı olması ve alkolün sadece marketlerden satılması eşitsizlik mi ne yaratıyormuş.

Ama bence de mantıklı bir açıklaması yok. Eskiden akşam 10'dan sonra yasaklıyorlardı bu da onun gibi.
0
turkce konusan uzayli
(25.01.21)
ne alaka! kim demiş ölüyor diye
tahminim şu: alkol = partilemek, kalabalık, içiçelik, dipdibelik vs
0
esref
(25.01.21)
Yasak varken temel gıda maddelerine erişim serbestisi var. Alkol ise Temel gıda maddesi değil
0
kisa
(25.01.21)
hastanelerde olusacak alkolle iliskili yogunlugu (alkol zehirlenmesi, alkollu yapilan kaza vs..) azaltmak icin yapiliyor. tabi sadece bu degildir. sosyallesmeyi onleme, hukumetin alkole bakis acisi vs.. de vardir. sadece biz degiliz bu arada.birkac ulke daha yapiyor.

bbc yazmisti.
0
buenosdias
(25.01.21)
Haftasonu alkol yasağı normal pandemi güvenliği şartlarında bana mantıklı geliyor, bu olay türkiyede geçmesin de anamaria diye hayali bir ülkede olalım mesela

Alkol ister istemez sosyalleşmeyi teşvik ediyor, büyük etkinlikler olmasa da evlerde arkadaş toplantıları vs

Ulaşım, eğitim, sağlık, kamu düzeni gibi alanlarda bütüncül bir eylem planına ek olarak olasılıkları düşürebilecek ek önlemler bana mantıklı geliyor

Fakat türkiye'de bu önleme kadar ihmal edilen bir sürü önlem, düzenleme, yaklaşım vardı
0
freebird5406_2
(25.01.21)
resmi gerekce, uzayli arkadasin yazdiklari..
tekel bayisi diyormus ki (yersen) "abi benim dukkan kapali ama adam migrostan aliyor ben zarar giriyom"..
ulkemizde hersey hakkkaniyetli oldugu icin..
0
alttaraf
(25.01.21)
Resmi ağızlardan yapılan açıklamalar bir kenara, kulak misafiri olduğum ihtiyar meclislerinde dolaşan bir söylentiye göre alkol satışının yasaklanmasının ardında kısıtlama başlamadan hemen önceki gün vatandaşların alkol reyonlarına hücum etmesini sağlayarak vergi gelirlerini artırmak gibi cin fikirli bir akıl yatıyormuş. Bilemedim...
0
huçi kuçi
(25.01.21)
Cumartesi insanlar bir poşet birayla 2 alt sokaktaki arkqdaşının kapısını çalıp sosyalleşmesinler diye
0
otopsicocugu
(25.01.21)
(9)

yalnızlık neden yaşamayı engelliyor

aloneinthedark
yalnızlık hissettiğim için işlerimi yapasım gelmiyor. canım sıkılıyor. birsürü işim var normalde hiçbirini yapmak istemiyorum. yaşayamıyorum. internetten anonim kalmakta ısrar eder ya da aramdaki buzları eritemediğim insanlarla tanışıyorum. o boşluk dolmuyor. zaman geçiyor. yaşlanıyoruz işte. of
yalnızlık hissettiğim için işlerimi yapasım gelmiyor. canım sıkılıyor. birsürü işim var normalde hiçbirini yapmak istemiyorum. yaşayamıyorum. internetten anonim kalmakta ısrar eder ya da aramdaki buzları eritemediğim insanlarla tanışıyorum. o boşluk dolmuyor. zaman geçiyor. yaşlanıyoruz işte. of
0
aloneinthedark
(24.01.21)
İşlerini engelleyen yalnızlık sebebiyle gelişen depresyon olabilir.
0
Mistyimage
(24.01.21)
Bence herkesin bir motivasyon kaynağı var, ben de yalnızken hiçbir şey yapmak istemiyorum. Kafam hep başka yerlerde başka diyarlarda. Ne işe odaklanıyorum ne hobilerime. Hep renkli hayaller, arkadaşlıklar hayal ediyorum ama bu ülkeden umudu kestim maalesef.
0
olaylar olaylar
(24.01.21)
yalnizlik asosyallik getiriyor, asosyallik yalnizlik getiriyor. vicious cycle hesabi. ben de yalnizken hicbir sey yapmak istemiyorum, kisir dongu.
0
baldur2
(24.01.21)
Ortamınız müsaitse bir evcil hayvan sahiplenebilirsiniz. Elbette sohbet edebileceğiniz bir insanın yerini doldurmuyor, (yeri geliyor insanda hayvan dostunuzun yerini dolduramıyor) ama yalnızlığınızı hafifletir. Bir de kısa vadede bir çözüm olarak, iş yapmak için podcast ya da yeni çekilmiş youtube videoları izliyorum ben. Eski tarihli şeyler izlediğimde kendimi daha yalnız, sanki herkes günü yakalamışta ben geçmişte bir başıma sıkışıp kalmış gibi hissediyorum.
0
cometome
(24.01.21)
Tercih etmekle mecbur kalmak arasındaki ince çizgi vardır"ı değiştirerek "kalın çizgi" yapmak istiyorum. Çünkü bu o kadar önemli bir şeymiş ki! Bundan yaklaşık 2 ay önce ben de sizin gibi yalnızlıktan şikayet ediyordum. Sonra birtakım bir şeyler oldu/değişti hayatımda. Doktora gittim, şu an ilaç kullanıyorum. Ve hayatımda bir şeyler değişti. ben aslında kendime yetiyormuşum, yalnız kalmak ise aslında ihtiyaç duyduğum bir şeymiş. İnsanlara gereğinden fazla anlam yüklüyor, önem veriyormuşum. Hatta bazı durumlar oluyor ki gelen mesaja bile cevap vermek işkenceye dönüyor. Eğer bir de sizden hoşlanan biri varsa. Evet zaman alıyor yalnız kalmayı öğrenmek. Zor yollarla öğreniyorsun ama bir şekilde öğreniyorsun.

Bir de bence en önemlisi libido farkı. Eğer libido yüksekse insan doğal olarak birine ihtiyaç duyuyor, bu da senin yalnız kalma ihtiyacını bastırıyor ve asla kendine yetenmiyorsun , birilerine ihtiyaç duyuyorsun.

Bir doktora gidip derdini anlatabilirsin bence, bir şey kaybetmezsin.
0
kadera bach
(24.01.21)
esasen yalnızlık yaşamanın önünde bir engel teşkil edemeyecek kadar onunla yan yana yürür. zaten yaşamak bireysel yapılan bir şey. o yaşama anlam katarak dolu dolu yaşamak faslıysa, yine önce tek başına bunu yapabildikten sonra başkalarıyla daha da güzelleşiyor.

bu sebeple engel olan şey teklikten ziyade ruh halinizin ta kendisi olabilir.
0
brena
(24.01.21)
insan birileriyle etkileşime girmek, anlatmak istiyor

Bu yüzden f tipi cezaevi koğuşu insan haklarına aykırı

Çok fazla yalnız kalmak ya da çevrende insanlar olsa da kafanın uyuştuğu birileri olmayınca yalnız hissetmek uzun vadede insan psikolojisini olumsuz etkiliyor
0
freebird5406_2
(24.01.21)
muazzam samimiyette bir duyuru. gelen cevapların bazıları da çok güzel. fava attım. ifadenin duruluğunu övmeye geldim ben ama çözüm dersen küçük caseleri geçici insanlarla doldurmayı deneyebilirsin. evini toparlayıp düzenleyeceksen tasarımdan anlayan bi arkadaşını çaya çağırıp fikrini al mesela, güzel içkiler bişiler ikram et. kankeyto ol demiyorum zor ama bu tarz, komşuluktur, bişi için bir araya gelmedir, insanlara da bir miktar verici olarak verimli ve mutlu zamanlar şeyap ne bileyim.
0
snape i başından beri tanırım
(24.01.21)
Anlayabilen, hissedebilen, duygudaşlık kurabilen bir varlığın görüş açısına girmediği sürece yaptığımız işler, deneyimlediğimiz yaşantılar bu kavanoz dipli dünyada bir şey ifade etmiyor çünkü.
0
huçi kuçi
(24.01.21)
(15)

Kitap tavsiyesi

dissendium
Franz Kafka Dönüşüm gibi kısa (benim okuduğum 100 sayfadan azdı) kitap tavsiyesi verir misiniz? Teşekkür ederim.
Franz Kafka Dönüşüm gibi kısa (benim okuduğum 100 sayfadan azdı) kitap tavsiyesi verir misiniz? Teşekkür ederim.
0
dissendium
(08.01.21)
zweig - satranç
0
westblack
(08.01.21)
Albert Camus Yabancı
0
silver apple
(08.01.21)
Kırmızı pazartesi
0
1917
(08.01.21)
Yaşar Kemal'in kısa romanları var Yılanı Öldürseler, Ağrı Dağı Efsanesi, Kuşlarda Gitti gibi.
0
skywalker.anakinn
(08.01.21)
dolaptan temaşe
0
alt4y
(08.01.21)
marti, kucuk prens
0
alttaraf
(08.01.21)
Moskova’da Yanlış Anlama
Benim Hüzünlü Orospularım
0
ms brownstone
(08.01.21)
gogol-palto, burun
kafka-bir köy doktoru
tahsin yücel-haney yaşamalı
adalet ağaoğlu-evcilik oyunu
tüm tragedyalar
0
lesmiserables
(09.01.21)
Jakob von gunten
0
nickimin hakkini veremedim
(09.01.21)
bir idam mahkumunun son günü
0
gilly
(09.01.21)
Uyuyan Adam - Georges Perec
0
huçi kuçi
(09.01.21)
Doğunun"Kafka"sı diye anılan Sadık Hidayet kitaplarını inceleyin isterseniz
0
yazdonumu
(09.01.21)
Katip bartleby
0
adivar
(09.01.21)
Yaşlı adam ve deniz
Yabancı +1
Açlık- Knut Hamsun
0
the coon
(09.01.21)
Sait Faik bütün hikayeleri
0
lüzumsuz adam
(09.01.21)
(4)

Netflix de izlediğiniz en iyi filmler

valarmurgulis
Buraya yazarsanız çok iyi olur.Netflix yapımı olmasına gerek yok netflix de olması yeterli.
Buraya yazarsanız çok iyi olur.
Netflix yapımı olmasına gerek yok netflix de olması yeterli.
0
valarmurgulis
(02.01.21)
The Matrix, LOTR, Shawshank Redemption, Forrest Gump gibi klasiklerin alayı.

Ama fazla bilindikler olmasın dersen The Invisible Guest öneririm.
0
himmet dayi
(02.01.21)
@himmet dayı The Invisible Guest harikaydı, teşekkürler.
0
🌸valarmurgulis
(02.01.21)
The Hater
0
adivar
(02.01.21)
Cube.

Çok iyi bir film mi, hayır ama izlemeye değer bence. İnsanın evrendeki anlam arayışıyla ilgili felsefi motifleri de olan, gerilimli, merak uyandırıcı bir film. Oyunculuklar biraz amatörce yalnız.
0
huçi kuçi
(02.01.21)
(24)

32 yaşındayım hiç alkollü içecek içmedim

işimdeyim gücümdeyim
Çok şey kaçırıyor muyum?
Çok şey kaçırıyor muyum?
0
işimdeyim gücümdeyim
(31.12.20)
Evet.
0
buff
(31.12.20)
Bence hayır.
0
himmet dayi
(31.12.20)
Hayır. Ilgın ve merakın varsa iç.
Ben de hiç içmedim ve açıkçası hiç merak etmiyorum. Aksine kokusundan rahatsız oluyorum. Işin sağlık boyutuna hiç girmiyorum bile.
0
Amaranta ursula
(31.12.20)
İçinde başka Bi güzel oluyor ama içmeyince de kötü olmuyor.
0
valarmurgulis
(31.12.20)
Bol bol eğlenceyi, normalde yapmayacağın şeyleri yapmayı, arkadaşlarınla bol bol duygusallaşmayı gülmeyi falan kaçırıyorsun.
0
eazy
(31.12.20)
niye denemiyorsun?
0
jepa
(31.12.20)
yeryüzünde başkalarının yaşayıp deneyimlediği bazı şeyleri yaşamamış oluyorsun.

bu yaşanmamışlığı eksiklik olarak görmüyorsan bir şey kaçırmamışsındır.
0
tabudeviren
(31.12.20)
Hayir hic bir sey kaybetmiyorsun. Ama deneyebilirsin. Zaten deneyimce begenmeyeceksiN. Alkol tadi guzel oldugu icin icilen bir sey degil.
0
exlibris
(31.12.20)
sanmam...iste karacigerin kullanim omrunu bi 10 sene uzatmissindir iste. yoksa su icen de hep ayni yere
0
hay sikfuck
(31.12.20)
Bana göre evet.
Güzel viskinin, romun, sıcak ve spor yapildiktan/is yapildiktan sonra icilen soğuk biranin, bazi kokteyllerin hepsinin yeri baska.

Kişiden kisiye değişir, bana göre alkol hic almayan kisi cok sey kacirir.
0
logisticsmanager
(31.12.20)
bir şey kaçırdığın yok hocam. tamamiyle senin tercihin.

alkol ortama göre güzel giden bir içecek. belki 10 kere içiyorsun birinde keyif alıyorsun öyle bir şey. kebapla aynı yani.

o sebeple kaçırdığın bir şey yok.
0
duyurukullanıcısı
(31.12.20)
hiç içmediğin için evet.
0
Piukh
(31.12.20)
Hiç de bir şey kacirmiyorsun.
Iğrenç. Sadece şekil yapmak için içiliyor.
0
yarey
(31.12.20)
Kaçırdıkların; içmeye başladıktan yaklaşık bir saat sonra söylemek isteyipte söylemediklerini söyleyipte rahatlamak, içinden geldiği gibi kendini kasmadan eğlenebilmek, deşarj olmak, yaşamayı-arkadaşlarını-sevgilini-karını o an yanında kim varsa işte daha çok sevdiğini anlayıp ona sevgi cümleleri kurmak. Üç saat sonra daha çok içme isteğiyle masadaki bütün alkollere saldırmak. Dört saat sonra mide bulantısıyla uyumaya çalışmak, kusmak yada sızmak. Sabah kalktığında deli gibi baş ağrısıyla kendine sövüp geceyi düşünmek, gecenin yarısını hatırlamayıp kötü birşey yapmadım yada saçmalamadım umarım diye paranoyaya girmek. Muhtemelen ilk içtiğinde başına gelecekler bunlar tabi ortamına da bağlı. Düzenli içmeye başladıktan sonra nerede durup nerede devam edeceğini öğrendikten sonra bunları nadir yaşayacaksın. Sonuç olarak dene tabiki pişman da olsan bir tecrübe olur.
0
IcedFlames
(31.12.20)
hmm yani çok şey kaçırıyorsun diyemem ama bazen çok hoş oluyor insan sevdiklerinle beraber içerken böyle bir mutluluk geliyor, harika bir his :D bir kere bile olsa deneyimlemeni tavsiye ederim.
0
theseachange
(31.12.20)
ben de hiç içmedim. içen çok arkadaşım var ama içmek hiç aklıma gelmedi. 17-18 yaşıma kadar içen kimseyi görmediğim için olabilir belki. bir şey kaçırdığını sanmıyorum
0
avatar is back
(31.12.20)
kaçırmıyorsun. zaten kaçırmışsın.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(31.12.20)
evet ve hayır. neden hoşlandığına bağlı
0
argent dawn
(31.12.20)
Neden içmediniz? Dini nedenlerden ötürü mü? Ben de sevmem. Midem kaldırmıyor.
0
gelmeistemem
(31.12.20)
hiç içmediysen iki bira bile yeterli olabilir hafif bir sarhoşluk yaşamak için. yani tam olarak en yakın tekele gidip 25-30 lira vererek yaşayabileceğin bir tecrübeden söz ediyoruz. haliyle çok şey kaçırdığını zannetmiyorum ama sarhoşluk ŞAHSİ FİKRİMCE herkesin en azından bir kere tecrübe etmesi gereken değişik bir his. yaşamayan çok şey mi kaçırmıştır? hayır. küçük bir şey yani, üzerinde düşünmeye değmez.

ben ilk kez 18 yaşımdayken içmiştim. arkadaş kadıköy'de bir mekana götürmüştü. buz gibiydi bira. tadını beğenmemiştim (ilk içişte alkolü seven kimse yoktur herhalde) ama hem dışarıda oturuyorduk hem de arkadaşımlaydım, haliyle güzel bir ortam vardı. çerezle fındıkla fıstıkla iki tane içiverdim. çok tatlı bir sarhoşluk yaşamıştım o gün. hafif gevşeme, rahatlama, her şeyin göze daha güzel görünmesi vs...

ama bu da biraz uyuşturucu gibi elbette, açıkçası alıştıktan sonra hem sarhoş olmak zorlaşıyor hem de sarhoş olsan bile ilk seferki gibi tatlı gelmiyor.

bence bi ara kap iki tane bira, al yanına çerezini, otur iç yavaş yavaş. hiçbir şey kaybetmezsin.
0
der meister
(31.12.20)
Zamanında alkol kullanıp bırakmış biri olarak söylüyorum kesinlikle bir şey kaçırmıyorsunuz ve doğru olanı yapıyorsunuz. Tekel ürünleri sağlığa zararlıdır zehirdir. Siroz, diyabet, obezite gibi hastalıkların en büyük sebeplerinden biridir. Alkol kana karıştığı andan itibaren iç organlarda tahribata sebep olabilir. Ayrıca suç oranları alkol kullanımıyla paralel olarak artış göstermektir.
0
acebi
(31.12.20)
Kesinlikle bişi kaçırmıyorsun
Matah bişi değil
0
photo85
(01.01.21)
Sırası geldiğinde kafayı bulamayanlar kesinlikle bir şeyler kaçırıyor. Sizin adınıza sizden rica ediyorum, şu hayatınızda bir kez olsun kafanız güzel olacak kadar için.
0
huçi kuçi
(01.01.21)
çeşitli sebeplerin vardır sanırım ama hiçbiri hiç içmemek için yeterince makul değildir. bence böyle düşünmek yerine yanında tuzlu atıştırmalıklarını da hazır ederek hemen koş bi şeyler iç. yavaş yavaş, güzellerinden başlayıp deneye deneye kaçırdığın şeylere yetişebilirsin. sevmezsen ya da kötü deneyim yaşarsan vazgeçip kaçma, ağırdan da al o yüzden. hadi inş.
0
snape i başından beri tanırım
(01.01.21)
(10)

Etkileyici eski filmler

joehigashi
Misal vermem gerekirse 1973 yapımı papillon filmi benim için çok etkileyici bu zamana kadar nasıl izlememişim dedirten bir filmdi. hissiyatı onun kadar olmasa da Clint Eastwood'un alcatraz'dan kaçış filmini de çok beğenmiştim.Bu tarz, eski, arşivlik etkileyici film tavsiyesi olarak neleri tavsiye e
Misal vermem gerekirse 1973 yapımı papillon filmi benim için çok etkileyici bu zamana kadar nasıl izlememişim dedirten bir filmdi. hissiyatı onun kadar olmasa da Clint Eastwood'un alcatraz'dan kaçış filmini de çok beğenmiştim.

Bu tarz, eski, arşivlik etkileyici film tavsiyesi olarak neleri tavsiye edersiniz ? Renkli filmler olursa çok iyi olur.
0
joehigashi
(30.12.20)
The thing (1982)
0
Uncle Sam
(30.12.20)
Renkli degil ama etkilenirsin garanti 12 angry men
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(30.12.20)
Bisikket hırsızları, siyah beyazdır fakat filmin hissi izleyene geçer
0
freebird5406_2
(30.12.20)
Gone girl de iyi bence veya prestige
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(30.12.20)
Sleuth (70ler)
0
EasyTiger
(30.12.20)
Young Frankenstein
The Apartment
0
kendi helvasını kavuran zombi
(30.12.20)
Ocean s eleven in orjinal versiyonu.

Heat

Ronin

True romance

Road house

Great escape

Yedi silahşörler

Sara ya iki katır

Butch cassidy and sundance kış

Point break ilk versiyonu

Aşk denizi

Başkanın adamları

The deer hunter

Cape fear( Robert de niro lu versiyon)
0
deer hunter
(30.12.20)
Bir Zamanlar Amerika
Kasabanın Sırrı
0
ankarakecisi
(30.12.20)
Smoke (1995)

Etkileyici denebilir mi, emin değilim. Filmin hikayesi bile silindi aklımdan. Sadece bende çok hoş izlenimler bıraktığını hatırlıyorum. Karakterler çok hayatından içinden, çok samimi gelmişti bana. Farklı bir tadı vardı bu filmin. En sevdiğim filmlerden biri sanırım.
0
huçi kuçi
(30.12.20)
12 angry man (1957) +1

Ingmar Bergman filmlerine de bakabilirsiniz, misal Persona (1966)
0
taurina
(31.12.20)
(8)

Neden yaşıyoruz?

ayakkokususeveninsan
Neden yaşıyoruz?Daha saygın biri olmak için mi?Genlerimizi diğer nesillere aktararak insan soyunun devamını sağlamak için mi?Herhangi bir dini inancı olmayan bir insan olarak neden yaşıyorum sorusuna cevap bulamıyorum. Belki de yoktur cevabı. Her yaptığım eylemin nedenini sorguladığımda en son neden
Neden yaşıyoruz?
Daha saygın biri olmak için mi?
Genlerimizi diğer nesillere aktararak insan soyunun devamını sağlamak için mi?
Herhangi bir dini inancı olmayan bir insan olarak neden yaşıyorum sorusuna cevap bulamıyorum. Belki de yoktur cevabı. Her yaptığım eylemin nedenini sorguladığımda en son neden yaşıyorum sorusuna ulaşıyorum.
0
ayakkokususeveninsan
(29.12.20)
merak duygusu? bilemiyorum bu varoluşsal kaygı çok su kaldıracak bir konu. üstüne konuşulacak bir çok bakış açısı var.
0
drystedb efficacious
(29.12.20)
hiç vslla
0
papuayenigine02561
(29.12.20)
Bana kalırsa hayatta olan herkesin ona yaşama hevesi aşılayan nedenleri, geleceğe ilişkin ifade edilmemiş umutları ya da en azından, ıstırap verici de olsa hayatını sürdürmeyi onun için bir gereklilik haline getiren, kendisini sorumlu hissettiği bağlılıkları vardır. Bunlar tamamen duygusal şeyler, makul bir varoluş gerekçesi yok kimsenin. En sonunda bütün çırpınışlarımız hiçliğe gidiyor, burada mantık aranır mı? Duygularımız yaşatıyor bizi: arzularımız, umutlarımız, sorumluluklarımız... Mantığın bakış açısından hepsi en nihayetinde beyhude, boşuna. Bunu bile bile yaşıyoruz. Çünkü eylemimizi belirleyen şey bizi yaşamın boşunalığına dair bilinç sahibi kılan akıl yürütmelerimiz değil. Akıl sadece amaçlara uygun araçları tayin eden bir yeti, eylemlerimizi duygularımızla seçiyoruz. Duygularınız size yaşamaya değer bir şeylerin varolduğunu fısıldıyorsa, mantığınız kendi köşesinde istediği kadar hiççilik oynayabilir, siz yine de hayatta olmayı yeğlersiniz.
0
huçi kuçi
(29.12.20)
Çünkü neden yaşamayalım?

www.youtube.com
0
ananiyimioguz
(29.12.20)
Sevdiğim bir kadın ve zaman zaman tattığım anlık mutluluklar var. Yaşamamanın nasıl bir şey olduğunu bilmiyorum, ben de çoğunluk gibi gün geçiriyorum.
0
monty python
(29.12.20)
neden varız? varlık var mıdır? tanrı var mıdır? tanrı varsa ve her şeye gücü yetiyorsa bizim gibi sınırlı varlıkların olduğu bir şeyi neden yarattı?

bazı soruların cevabı malesef yok yaşadığımız kainatta. cevap olarak var yok %50 %50 ihtimal varsa düşünmenin de önemi yoktur.

Hava burda soğuk. parmaklarım üşüyor. ayın dördünde sınava gireceğim onun stresi var. bu sene artık amuda durabilmek ve sırbistanı ziyaret etmek istiyorum.
0
aloneinthedark
(30.12.20)
Sebebi yok Tanrının yazmış olduğu romanının bir parçası gibiyiz ve sahnede onun filmine renk katmak için oynuyoruz .
0
yeni ve işsiz
(08.01.21)
ben almanya'ya yerleşebilme hayaliyle yaşıyorum.

bildiğim tek şey "var olmak". insan o yüzden sebep bulmakta çok zorlanmıyor bence. o olmasın, başka bir şey olur.

yuvarlanıyoruz işte bi şekilde. taş çatlasa yaşayacağımız 100 yıl zaten, çok da zorlamanın anlamı yok bana kalırsa.
0
der meister
(08.01.21)
(6)

Yunan Mitolojisi ile ilgili kitap önerisi

issiz karga
aradığım akademik yada tarihsel tahlilleri içeren bir kitaptan çok oturup hikaye kitabı gibi en başından itibaren tanrıların, kahramanların hikayelerini okuyabileceğim bir kitap. son zamanlarda meşhur olan "ben, kirke" adlı kitap benzeri senaryolaştırılmamış, her şeyi olduğu gibi anlatan bir kitap v
aradığım akademik yada tarihsel tahlilleri içeren bir kitaptan çok oturup hikaye kitabı gibi en başından itibaren tanrıların, kahramanların hikayelerini okuyabileceğim bir kitap. son zamanlarda meşhur olan "ben, kirke" adlı kitap benzeri senaryolaştırılmamış, her şeyi olduğu gibi anlatan bir kitap var mı önerebileceğiniz? hatta yaşı yetenler bilir eskiden disney ansiklopedileri vardı, onun mitoloji cildinde tanrıların ve kahramanların(yunan) hikayeleri anlatılırdı, onun gibi.
0
issiz karga
(28.12.20)
azra erhat mitoloji sözlüğü var her karaktere ait hikayeleri kabaca bulabilirsiniz, ansiklopedi formatında.
0
denef
(28.12.20)
Edith Hamilton'ın "Mitologya"sı okunabilir. Ansiklopedi biçiminde değil ama mitolojik karakterleri ve içinde yer aldıkları öyküleri özet halinde aktaran bir kitap.
0
huçi kuçi
(28.12.20)
Yukarıda önerilen iki kitap da çok iyidir, Mitologya gayet keyifle okunur. Bir de baskısı yok ama bazen kitapçılardan çıkıyor, Pierre Grimal'ın Mitoloji Sözlüğü (Kabalcı) gayet güzel.
0
kobuzchu kiz
(28.12.20)
Sefik can: antik yunan mitolojisi
0
mor oje
(28.12.20)
ilyada ve odysseia'yı arıyorsun.
0
anna sun
(29.12.20)
@anna sun hayır aramıyorum, bayağı önceden bulmuştum. aradığım düzyazı hikaye tarzı bir anlatım, yukarıda disney ansiklopedisi örneği vermiştim onun gibi
0
🌸issiz karga
(29.12.20)
(2)

terim arayışı

zalimkedi
özellikle bilimsel bir konuyu herkesin anlayacağı şekilde basitleştirmek anlamına gelen bir terim vardı. ne olduğunu bulamadım. yardımcı olabilir misiniz?
özellikle bilimsel bir konuyu herkesin anlayacağı şekilde basitleştirmek anlamına gelen bir terim vardı. ne olduğunu bulamadım. yardımcı olabilir misiniz?
0
zalimkedi
(28.12.20)
indirgemek?
0
buenosdias
(28.12.20)
Vulgarize etmek?
0
huçi kuçi
(28.12.20)
(23)

en iyi film

Tochinoshin
izlediğiniz en iyi film denince aklınıza gelen ilk filmi yazar mısınız? ama düşünmeden yazın.
izlediğiniz en iyi film denince aklınıza gelen ilk filmi yazar mısınız? ama düşünmeden yazın.
0
Tochinoshin
(27.12.20)
8 bucuk, citizen kane
0
hot potato
(27.12.20)
The Prestige
0
elon
(27.12.20)
The Shawshank Redemption
0
lion de la Turquie
(27.12.20)
The Godfather I
0
exlibris
(27.12.20)
Braveheart ve The Shawshank Redemption arasında gidip gelirim.
0
etna
(27.12.20)
Once Upon a Time in America
0
heritage
(27.12.20)
schindler's list
0
nothing in my way
(27.12.20)
1 numaram hep Gladyatör oldu
0
alttaraf
(27.12.20)
Rumble Fish.
0
huçi kuçi
(27.12.20)
The Godfather
0
ryhmer
(27.12.20)
The Godfather
0
deer hunter
(27.12.20)
interstellar
0
jelly bear
(27.12.20)
goodfellas sanki
0
nimberjack
(27.12.20)
Buz Devri 3
0
skywalker.anakinn
(27.12.20)
bu soruya dogville, kingdom of heaven ve lord of the rings derdim. ucunden 1'ini soylerdim ne zaman sorulsam.
0
baldur2
(27.12.20)
The departed
0
silah taciri
(27.12.20)
The Matrix
0
rodriguez2
(27.12.20)
the godfather
0
jamswety
(27.12.20)
Lord of the rings, interstellar, intouchables
0
karpuzpeynirekmeksu
(27.12.20)
Life is beatiful ve
yeşil rehber(İngilizcesi unuttum)
0
valarmurgulis
(27.12.20)
The Matrix
0
basingse
(27.12.20)
Heat
0
ghostinthemech
(30.12.20)
Gazap Ateşi
0
Efespilsen
(30.12.20)
(4)

Nem Kaldı Cover'ı

yeteramadenedimherseyi
eskiden anatolian rock revival project'in youtube sayfasında çok güzel bir nem kaldı cover'ı vardı. kimin söylediğini hatırlamıyorum ama daha soft ve psychedelic denilebilecek bir cover'dı. şimdi kaldırmışlar onu hiçbir yerde bulamadım.hatırlayan var mıdır acaba? hatta youtube videosunun görselinde
eskiden anatolian rock revival project'in youtube sayfasında çok güzel bir nem kaldı cover'ı vardı. kimin söylediğini hatırlamıyorum ama daha soft ve psychedelic denilebilecek bir cover'dı. şimdi kaldırmışlar onu hiçbir yerde bulamadım.

hatırlayan var mıdır acaba? hatta youtube videosunun görselinde tren penceresinden dışarıyı seyreden bir adam vardı sanki.
0
yeteramadenedimherseyi
(26.12.20)
Seyhan Karabay mı acep çok severek dinlediğim, aklıma gelen o var.
0
lüzumsuz adam
(26.12.20)
www.youtube.com

Seyhan Karabay & Kardaşlar.
0
black holes in the sky
(26.12.20)
Muhtemelen tutturamayacağım ama bi şansımı deneyeyim: www.youtube.com
0
huçi kuçi
(26.12.20)
yess, seyhan karabay ve kardaşlar. teşekkürler hepinize.
0
🌸yeteramadenedimherseyi
(26.12.20)
(15)

Olmekten korkuyor musunuz?

rahmi pinkfloydoglu
Ben olmekten korkmuyorum ama ucakta olmekten ve yuksek bir yerden dusup olmekten acayip tirsiyorum. Gecen hayatimda 4. Sefer ucaga bindim yanimdaki arkadasima bildigin sarilarak geldim. Allahim insallah ucak dusmesin baska sekilde oleyim diye dua ettim gelene kadar. Bu arada arkadas covid pozitif ci
Ben olmekten korkmuyorum ama ucakta olmekten ve yuksek bir yerden dusup olmekten acayip tirsiyorum. Gecen hayatimda 4. Sefer ucaga bindim yanimdaki arkadasima bildigin sarilarak geldim. Allahim insallah ucak dusmesin baska sekilde oleyim diye dua ettim gelene kadar. Bu arada arkadas covid pozitif cikti 20 gundur beraber olmamiza ragmen ve ucakta 1 saat yan yana gelmemize ragmen bana bulasmadi niyeyse.
0
rahmi pinkfloydoglu
(22.12.20)
ben acı çekerek ölmekten korkuyorum. normal ölüm olacaksa, 2 saniyede gerçekleşecekse her türlü gelebilir.
0
etna
(22.12.20)
günümüzde ölümlerin % 92 si uykuda oluyormuş. :-)
umarım bende de öyle olur.
0
ankarakecisi
(22.12.20)
ben de acı olayından korkuyorum yoksa dünyada varlığım devam etmeyecek korkusu yok bende.
@ankarakecisi abi dilekte bulunacaksan doğru bulun bari.o istatistik acı içindeki hasta ve yaşlılar için de geçerlidir :)
0
high hopes of the sozluk
(22.12.20)
Aksi mümkün mü? Bu dünyadaki ömrünüzün sonrasına dair düşünceniz ne olursa olsun, yaşam boyunca deneyimleyebileceğiniz her şeyin ötesinde bir olgu ölüm, insan yaşamının en büyük karanlığı. Ben korkuyorum, her ne biçimde olursa olsun, acı verici ya da değil, ardından gelecek sonsuz bir yaşamın umudu olsun veya olmasın, deli gibi korkuyorum ölümden. Bu hayattaki en ilkel, en kökleşmiş kaygısı yaşamak olan canlılarız. Ölüm gerçeğiyle barışıksanız ya çok sıra dışı bir düşünce yapısına sahipsinizdir ve yaşama güdünüzü düşüncelerinizle susturmayı becerebiliyorsunuzdur ya da ölümün şu anın sorunu olmadığının içten içe farkında olarak rahatça atıp tutuyorsunuzdur. Bir olasılık daha var: Hayatınız size öylesine ıstırap veriyordur ki, yaşarken yüzleştiğiniz sıkıntıların dehşeti ölüm karşısında gösterdiğiniz içgüdüsel kaçınmadan daha ağır basar; yangında diri diri yanmaktansa kendinizi binadan aşağı bırakmayı yeğlersiniz.
0
huçi kuçi
(22.12.20)
Ben de saçma bir şekilde ölmekten çok korkuyorum. Başıma yolda birşey düşmesinden, yemekten zehirlenmekten ya da bilmediğim bir alerjimin çıkmasından, yanlış tedaviden falan. Çok korkuyorum ulan.
0
Kıllanıcı adı:
(22.12.20)
etna +1

acısız bir ölüm varsa her an gelebilir ama acı çekmekten korkuyorum. ve sanıyorum ki insanlar ölmekten değil ya acı çekmekten korkuyorlar ya da ölümden sonraki belirsizlikten.

ölümden sonra hayatın var olduğunu kesin olarak bilseydik yine de korkar mıydık ölümden?
0
oekuklu
(22.12.20)
Ölüm anında hissedeceklerimden ve düşüneceklerimden korkuyorum. Ölmekte olduğumun bilincine varmadan ölürüm umarım. Bir de bütün hayatın gözlerinin önünden film şeridi gibi geçiyor, o anda bir saniye bir gün gibi hissediliyor diyorlar, hepten aklım uçuyor. Ölümden sonrasını düşünmemeye çalışıyorum. Muhtemelen bir şey yok, varsa da biz hissetmeyecegiz. Yok olma fikri korkutmuyor ya da canımı sıkmıyor, onu da geride kalanlar düşünsün. Ben hayattayken başkalarının yokluğunun acısını cekecegim, başkaları da benimkini çekecek muhtemelen. Ölüm yaşayanlar için büyük bir ıstırap ama ölene bir zararı olduğunu sanmıyorum. Yine de o ölüm anı beni dehşete düşürüyor. Uykuya dalmak gibidir umarım.
0
epistemic_regress
(22.12.20)
kaza beladan korkmuyorum. hani ay hastalık çıkar ay araba çarpar vs korkum yok. ama bir gun kesinlikle öleceğimi bilmek korkutuyor. kaçış yok. iyi kotu er ya da geç kesin ölücez ya çok korkunç. sonrası belirsiz. kapkaranlık. surekli düşünüyorum zaten, kurtulamıyorum bu düşünceden. eğer erken ölmezsek ailemizdekilerin ölümlerine de ayni kesinlikle sahit olucaz. bilmiyorum bunlarla nasil bas edilir. kesin ya yuzde yuz... ilerde sevdiklerimizi kaybedecegimiz günler var ve ben simdiden bunları düşünmeden edemiyorum mesela. mutluluk falan bomboş geliyor. bir gün bahsettiğim her şey 'yarın' gerçekleşiyor olacak ve belki o gün bugün. nasıl korkulmaz, nasıl mutlu huzurlu olunur düşünemiyorum ben. benimki sağlıksız bi takıntı olabilir ama bahsettiklerim baya gerçekten olacak şeyler.
0
hazen
(22.12.20)
Ama acı çekmeden encrypted-tbn0.gstatic.com
0
ekşi duyuru sever
(23.12.20)
Ölmek değil ama sürünmek korkutucu
0
basingse
(23.12.20)
tabii ki korkuyorum, daha korkunç ne olabilir
0
owaki
(23.12.20)
Bir bilinmezlige dogru gidiyoruz dolayisiyla korutucu evet. Konuyla ilgili elimizdeki tek sey dini kitaplar, onlar da ucu acik bir suru aforizmayla dolu. Hayirlisi artik..
0
cooperr
(23.12.20)
huçi kuçi +1
hazen +1
0
alfred
(23.12.20)
Acı çekip sürünerek ölmek çok kötü. Kanser olup acı çekmek ve bu hastalıkla 5-10 yıl yaşamak ürkütücü bana göre ya da dağda ayı saldırısı sonucu ölmek, trafik kazasında araç içinde sıkışıp saatlerce acı çekip ölmek bunlar ürkütücü.

En güzeli bence soba zehirlenmesi uykuya dalıp küt gidiyorsun.(bilemiyıorum nasıl bir ölüm)

Rahmetlik ananemim bir duası vardı."allah'ım sen benim canımı birden al." rahmetlik pazara giderken kalp krizi geçirdi, düştü ve vefat etti. çok çabuk ölmüştü. duası kabul oldu.
0
komando kani var bende
(23.12.20)
Ölüm anında hissedeceklerimden ve düşüneceklerimden korkuyorum. Ölmekte olduğumun bilincine varmadan ölürüm umarım. +1

Acı çekmeden ve bir şey hissetmeden ölmeyi isterim. Ölüm kavramından korkmuyorum, yani ölmekten değil yakınlarımın ölmesinden daha çok korkuyorum.
0
Hallegadola
(23.12.20)
(15)

Okuyup çok etkilendiğiniz kitaplar

Sakinolmamlazim
Okuyup çok etkilendiğiniz kitaplar neler?her türden olabilir. ben yerdeniz serisini okuyunca çok etkilenmiştim nasıl böyle bir dünya yaratabilmiş yazar diye...bu duyuruyu da silmeyeceğim daha sonra da isteyen olursa yararlanabilsin diye
Okuyup çok etkilendiğiniz kitaplar neler?

her türden olabilir. ben yerdeniz serisini okuyunca çok etkilenmiştim nasıl böyle bir dünya yaratabilmiş yazar diye...

bu duyuruyu da silmeyeceğim daha sonra da isteyen olursa yararlanabilsin diye
0
Sakinolmamlazim
(18.12.20)
Açlık- Knut Hamsun
Okuduğumda kıştı ve kütüphanede okuyup bitirmiştim, çıkışta karanlıkta yol boyu ağlamıştım, parmak bölümünü hatırlaya hatırlaya. Bunun dışında ise:
Onca Yoksulluk Varken
Katip Bartlebly
Momo
Fareler ve İnsanlar
0
Amaranta ursula
(18.12.20)
daha önce yazılmış olanlardan açlık ve momo için +1 eklemek isterim öncelikle, ben de bu ikisini çok sevdim. momo'yu bitirdiğimde hüngür hüngür ağladım ben çok duygulandığım için, 26 yaşında herifim.

bunlar dışında tatar çölü'nü önerebilirim. tam olarak "ufku iki katına çıkaran ince kitaplar" kategorisinde muazzam bir eser.

onun dışında belki çok klasik olacak bu ama 1984-biz ikilisini de herkesin okuması gerektiğini düşünüyorum.
0
der meister
(18.12.20)
Sol Ayağım
Pal Sokağı Çocukları
Satranç
Fareler ve İnsanlar
Martin Eden
Parfümüm Dansı
Alamut
İnsan Ne ile Yaşar?
Oblomov
Hayvan Çiftliği
1984
Uçurtma Avcısı
İnce Memed
Kuyucaklı Yusuf
Cemile (Aytmatov)
Serenad
0
oyokbuyoknevar
(18.12.20)
Körleşme
Dorian Gray in Portresi
Katya'nın Yazı

Eduardo Galeano'nun da tüm kitapları.
Jose Saramago da tüm kitapları ile sayılır ama Kabil en etlileyicilerden.

Panait istriati
0
a perfect lie
(18.12.20)
Vakıf serisi
Androidler elektrikli koyun düşler mi
Kaplan kaplan
Körlük
Kurt kanunu
Rızanın imalatı
Bitmeyen savaş
0
zihua
(18.12.20)
Varoluşçuluk, Jean Paul Sartre

Çeşitli açılardan bana ilham veren başka kitaplar da oldu elbette ancak insan hayatını yorumlama biçimimi en derinden etkileyen kitap buydu.
0
huçi kuçi
(18.12.20)
ince memed
beyaz gemi
toprak ana
gün olur asra bedel
kaplumbağalar
0
Tochinoshin
(18.12.20)
Martin Eden
Fareler ve İnsanlar


Kötü Çocuk Türk'ü lisede okuyunca çok şaşırmıştım ve etkilenmiştim. Çünkü sayfalar boyunca Orhan Gencebay, Ferdi Tayfur ve İbrahim Tatlıses'in arabesk şarkılarıyla hem bu kültürü inceliyor hem sosyolojik çıkarımlarda bulunuyordu. Elimdeki akademik bir kitap değildi fakat çok kişilerce altkültür olarak görülen, içinde kendini façalayan insanların bulunduğu arabeskin böyle kaliteli bir kitapta yer alması ufuk açıcıydı benim için. Sonra arabesk ve aklıma gelebilecek her konu üzerinde çok çeşitli müstakil araştırmaların olduğunu öğrendim, biraz daha şaşırdım :)
0
black holes in the sky
(18.12.20)
Martin eden
Bozkırkurdu
Şato
0
adivar
(18.12.20)
Tutunamayanlar
Sevgili Arsız Ölüm
Yalnızız
Dost-Yaşamasız
0
adivar
(18.12.20)
Engin Geçtan - Hayat
0
ryhmer
(18.12.20)
kara kitap. kabus kadar karanlık bir kitaptı. esrarengiz, puslu değişik bir kitap. en çok etkilendiğim kitaplardan biridir.

diğeri de 1984 tabi ki. cep kitabından koleksiyon versiyonuna kadar bir sürü baskısı var evde.

puslu kıtalar atlası ve suskunlar, ihsan oktay anar’dan.

bir de carn, çarpıcı bir romandı.
0
avianthem
(18.12.20)
tolstoy- hacı murat

ve tabii ki

victor hugo- sefiller
0
konsomatrix
(18.12.20)
Tekrar ettiklerim olacaktır ama

Catch 22
Flowers for Algernon
Vakıf serisi
Kumsalda
Denizler altında 20000 fersah (çocukken aklımı alan kitap)
Yer açın! Yer açın!
Sonsuzluğun sonu
Tembellik hakkı
0
kobuzchu kiz
(18.12.20)
Kesin İnançlılar (Hofer)
Martin Eden
1984
Yabancı (Camus)
Fedailerin Kalesi Alamut (Bu kitaptaki tasvirleri unutamıyorum. Adeta o ortama ışınlanıyordum okurken)
Bozkurtların Ölümü
Ruh Adam (Bayağı enteresan bir kitaptı. Çok fanı değilim ama bazı sahneler etkileyiciydi)
Kürk Mantolu Madonna (Bu kadar ayağa düştüğü hâlde bu kadar kaliteli olacağını düşünmezdim)
Aytmatov’un çoğu kitabı
0
le jeune turc
(19.12.20)
(3)

Kel adamlarin oldugu uzay gemili fransiz filmi?

freedonia
Neydi bu film? 7-8 sene belki 10 sene oncenin bilimkurgu filmiydi.
Neydi bu film? 7-8 sene belki 10 sene oncenin bilimkurgu filmiydi.
0
freedonia
(17.12.20)
Komedi mi?
La soupe aux choux geldi aklıma
0
yarey
(17.12.20)
@yarey yok bilimkurgu, ciddili, gerilim tarzi hatta, tum murettebat kel
0
🌸freedonia
(17.12.20)
Dante 01 olabilir mi?
0
huçi kuçi
(17.12.20)
(25)

Sahilde hoparlörle şarkı dinlemek görgüsüzlük müdür?

huçi kuçi
Kendime katlanabilir kamp sandalyelerinden ve bir de şu kablosuz hoparlörlerden aldım. Deniz kıyısında oturup bira, müzik ve dalga sesleri eşliğinde yalnızlığımı çeşnilendirmek istiyorum. Hoparlörün sesini gümbür gümbür açmaya niyetim yok, o esnada sahili benimle birlikte paylaşacağını varsaydığım d
Kendime katlanabilir kamp sandalyelerinden ve bir de şu kablosuz hoparlörlerden aldım. Deniz kıyısında oturup bira, müzik ve dalga sesleri eşliğinde yalnızlığımı çeşnilendirmek istiyorum. Hoparlörün sesini gümbür gümbür açmaya niyetim yok, o esnada sahili benimle birlikte paylaşacağını varsaydığım diğer insanlardan makul bir uzaklığa konuşlanıp yalnızca bulunduğum alanı şenlendirecek kadar ses vereceğim. Sahil dediğim Çanakkale'nin Yeni Kordon'u. Kumsalın bitiminde bankların bulunduğu, insanların gelip geçtiği bir yer (fotoğrafı eklendi). Ben kumsalda oturuyor olacağım. Sizce bu beni, başkalarının sükunet arayışına aldırış etmeyen düşüncesiz bir dallama yapar mı?
0
huçi kuçi
(17.12.20)
teksen niye kulaklık takmıyorsun önce herkesin aklına gelen bu soruyu sorayım.
çünkü ne kadar uzağa kaçıcam insanlardan desen de oraya gelip oturmak isteyen biri sesi duyup sen fark bile etmeden giderse sana sövebilir. bu da seni düşünceli ama farkında olmadan dallama yapar.
0
Jux
(17.12.20)
Hayata Ziraat'ten emekli, bakkala bile kravat takıp giden Nuri Bey gibi bakan biri olarak cevap veriyorum. Evet yapar. Kulaklık neyinize yetmiyor?
0
kobuzchu kiz
(17.12.20)
Konuşma sesinin şiddetini aşmazsanız bence sorun yok. Ben olsam kulaklıkla dinlerdim ama. Rahatsızlık verecek kadar sesi açmazdım zaten ama o ses şiddeti de beni tatmin etmezdi, o yüzden kulaklık tercih ederdim.
0
orient blue
(17.12.20)
Kulaklık yerine hoparlör tercih etme nedenim müziğin yanı sıra dışarının seslerini de duymak istemem, özellikle de dalgaların sesini.
0
🌸huçi kuçi
(17.12.20)
Başkalarınıda eğlencesine davet etmekten çekinmeyen, eğlenceli ve pozitif olma gayesinde biri yapar.
0
docrivers
(17.12.20)
Başkalarına temas eden her şeyiniz rahatsız edebilir. Dinlediğiniz müziğin sesi, konuşma sesiniz, sigara dumanınız, telefon ışığınız, ağız kokunuz, parfüm kokunuz vs.

Kamusal alanda herkese duyurarak müzik dinleyenlerin genellikle kendini ıspatlama alt metniyle hareket ettiğini de düşünüyorum.

Dalga sesler için dış sesi aktaran kulaklıklar tercih edilebilir.
0
pass
(17.12.20)
Günbür gümbür açmayacağını söylemişsin. Rahatsız olan dibine değil biraz daha uzağa geçer oturur. Müzik dinlemek hakkınız. Kulaklıkla dinlemek zorunda değilsiniz.
0
hepbiarayisicinde
(17.12.20)
Konuşma sesini geçmediği sürece açın gitsin, bir ekşi sözlük yazarı gelip de hede hödö derse ağzına bir tane vurup yollayın bilgisayarının başına. Dikkatli vurun, sivilceli yerine gelirse patlar, darp raporu falan alırlar.
0
armagan abanuz
(17.12.20)
ben bunu sık sık yaparım. milletin dibine girmeden, sesi de çok açmadan kendi kendime hoparlorumle dinlerim bir şikayet almadım.
0
delidiyorum
(17.12.20)
ben ve tanıdığım diğer tüm insanlar, ''allahın kekosu'' yorumunu yaptıktan sonra mümkünse uzaklaşma yoluna gidiyoruz.
0
reanarchy
(17.12.20)
dalga sesini duyacak kadar az acacaksan senden mbaska kimse duymaz zaten. ama fazla ses acacaksan ben sana maganda gozuyle bakardim.
0
buenosdias
(17.12.20)
Ben sorun etmezdim öyle dinleyen birine denk gelsem.
0
plutongezegendegilmi
(17.12.20)
dinle ya ne olacak, kesinlikle görgüsüzlük değil bu. hem bluetooth hoparlörler ne amaçla üretildi ki başka, evimizde dinleyelim diye mi? herhalde dışarıda dinleyeceğiz.

ben istanbul'un bilumum sahil ve parklarında, kamplarda vs hep müzik açarım, arkadaşlarım açar, oraya gelen başkaları da açar. bugüne kadar kimse ne bize laf etti, ne de biz birilerinden en ufak rahatsız olduk. zaten biraz uzaklaştığında ses hiç duyulmuyor bile. kendin de deneyebilirsin.

bazen özellikle yaylalarda bangır bangır -bence kalitesiz- müzikler açan dayılar oluyor, arabadan açıyorlar hatta. elbette hoş değil ama senin durumla karşılaştırılamaz bu. ses seviyesi önemli bir kriter.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(17.12.20)
Yakınınıza gelip de sizden daha çok ses çıkaran bir cihazla hiç haz etmeyeceğiniz bir müzik türünü dinleyecek birileri olursa, şikayet etme hakkınızı kendi elinizle en baştan kaybetmiş olursunuz.

Lütfen sahillerde, kamp alanlarında, piknik alanlarında, aracınızda cam açıkken yüksek ses ile müzik dinlemeyin.
0
John Bloor
(17.12.20)
bangır bangır açmayacaksan aç dinle. insanları ses seviyesiyle rahatsız etmeyecekse yalnızca müzik duyduğu için rahatsız olacak varsa da siktirsin başka yerde otursun.
0
baharat
(17.12.20)
gorgusuzluktur. baskalarina kendi muzigini dinletmek -onlar istemedigi surece- dayatmadir. yanlis anlamayin, sorunuza cevap. yoksa bu soruyu dusunup sormanizbile sizin medeni bir insan oldugunuzu gosteriyor.

bluetooth hoparlorler disarida muzik dinlemek icin degildir. kisik da olsa duyuldugu surece baskasina rahatsizlik verir. sirf baskalari yapiyor diye bunun normallesmemesi gerekir. hic kimse yoksa olur, ama yok uzaktayim duyulmaz vs. duyulur. ben duyarim ve sizin bolgeden uzaklasana kadar icimden soverim.

benimle ayni fikirde olan arkadaslarin verdigi cevaplar bana umut verdi. keske bu cevabi verenler bir ulkede; hoparlorden muzik dinlemenin hak oldugunu dusunen, BT hoparlorlerlerin acik alanda muzik yayini yapmak icin oldugunu dusunen ve ustteki kufurbaz sahis gibiler ayri bir ulkede yasasa. oyle bir ulke olsun ki onlara herkes hoparlorden muzik dinliyor olsun, ama herkes.

biz de kendi guzel dunyamizda kulaklik diye bir icadin nimetlerinden faydalanirken bilmeden birilerinin hayatini zindan etmemis olalim.

baska yerde oturcakmisim haspam muzik yayini yapacak calacak diye.


suna bakin ve hayal edin. bir trende, metroda bir vagondaki herkes sessiz ve hepsi bunu bilerek biniyor. kulakliktan dinlenen muzigin bile sesini belli bir seviyede tutman gerekiyor. telefon konusmasi vb yok.

www.amtrak.com

hep bunun hayaliyle yasiyorum. su an maalesef birinin kulakliksiz izledigi instagram story'lerine maruz kalmamak icin ben muzik dinlemek zorundayim. teknoloji ilerledikce mi bozuluyoruz yoksa yeni jenerasyon mu buna sebep oluyor bilmiyorum ama umarim gurultu yapmanin ayip sayildigi gunler yakindir.
.
0
supergirl
(17.12.20)
Ben de rahatsız oluyorum açıkçası, bir süre sonra herkes bt hoparlör getiriyor, sonra diğerlerinin sesini bastırmak için sesi daha cok açıyorlar, leş gibi bi ortam oluyor. Tek kulaklıkla dinlemek en iyisi bence.
0
roket adam
(17.12.20)
hic haz etmem acik havada baskasinin duyacagi sekilde muzik dinleyen insandan. butun keyfim kacar.

dalga sesini dinlesene sadece kardes? muzigi baska zaman dinlersin.
0
yoggi
(17.12.20)
yaptığınızın köpek ulumasından farkı yok. kulaklık tak.
0
duyurukullanıcısı
(17.12.20)
Sahil kenarına oturmuş bir avuç grubun birbiri arasındaki konuşmaları, gülüşmeleri gürültü gelmiyor da, kısık sesle açılmış müzik sesi mi gürültü geliyor?

Bana göre topluma açık alanda, bir sahil kenarında, eğer ki insan grupları varsa, çıkardıkları her ses o ekosistemin bir parçasıdır. Yüksek desibelde olmadıktan sonra benim için hiçbir farkı yok. Kendi alanınızda hafif bir müzik açabilirsiniz ben rahatsız olmazdım. Millet ne kadar huysuzmuş arkadaş. Tahammül eşiği de kalmamış kimsenin.

@kiyiya vuran dildolar +1
0
ananiyimioguz
(17.12.20)
Keko diye dallamalara bakma onlar medeniyet kavramina arka tarafindan bakiyorlar . Tofasci edasiyla sokagi inletmiyorsan eglenmene bak rahatsiz olan gelip 2 metre yanina oturmaz zaten
0
ishak77
(17.12.20)
darılmaca yok ama bana bayağı kıroca geliyor açıkçası. çünkü aklıma direkt arabadan müzik dinleyenler geliyor.

he ama sesini mümkün olduğunca az açarsan belki kabul edilebilir.
0
hlot
(17.12.20)
haspam müzik sesi duymayacakmış
yapmayın etmeyin allah aşkına caddeye çıktığınızda mekanlardaki müzik seslerini de mi kestiriyorsunuz?
ses seviyesi rahatsız edici olmadıkça isteyen istediğini dinler, mekandan mekana da o seviye değişir.
kusura bakmayın da duyduğun her sesten rahatsız olmak medeniyet falan değil
0
baharat
(17.12.20)
ya başkan o hoparlörlerin zaten kulannım amacı evde müzik dinlemek değil. rahatsız olmayacağın ölçüde aç keyfine bak, yurtdışında çok ülkede bulundum kimse kimseye karışmıyor bile herkes istediği ölçüde takılıyor bu gibi konularda türklerde acayip bir kompleks var.

o zaman yan tarafta da 5-6 kişinin konuşup kahkaha atması da beni rahatsız ediyor ne yapayım kalkıp susun diye mi uyarayım. mantığa bak.

çok açmadığın sürece aç gayet keyfine bak abi nolucak.
0
garavel
(17.12.20)
Tolkien üşenmemiş yazmış, ellerine sağlık.

Gençler herkes sizin gibi iyi niyetli değil, kısık sesle dinlemek elbette kimseye zarar vermez. Ama bu kısık ses seviyesini kim belirleyecek?

Biz medeni bir toplum değiliz, herhangi bir şeyin ucunu gevşettikmi sonunu alamıyoruz.

Bakın bu insanlara da gidin sorun, kimseyi rahatsız etmediklerini iddia edecekler eminim.

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com
0
John Bloor
(17.12.20)
(9)

Adobe Photoshop, Illustrator vb. öğrenmek

huçi kuçi
Selamlar ekşiduyuru sakinleri,Sizlere bir sorum olacak, lütfedip yanıtlarsanız sevinirim: Bilgisayar ortamında görsel içerik üretimine dair hiçbir önbilgiye ve beceriye sahip olmayan birinin, sadece Adobe’nin Photoshop, Illustrator vb. gibi tasarım yazılımlarıyla ilgili çevrimiçi kurslardan (örneğin
Selamlar ekşiduyuru sakinleri,

Sizlere bir sorum olacak, lütfedip yanıtlarsanız sevinirim:

Bilgisayar ortamında görsel içerik üretimine dair hiçbir önbilgiye ve beceriye sahip olmayan birinin, sadece Adobe’nin Photoshop, Illustrator vb. gibi tasarım yazılımlarıyla ilgili çevrimiçi kurslardan (örneğin Udemy'den) yararlanarak, kendi çabasıyla bu işten az çok para kazanabilecek düzeye gelmesi, grafik tasarım alanında bir altın bilezik sahibi olması mümkün müdür?
0
huçi kuçi
(18.12.19)
Herhangi bir kurstan ziyade kurcalayarak öğrenmek ve mümkünse yurtdışı kaynaklı tutorial izlemek, bol tekrar yapmak çok daha fazla işine yarayacaktır. Örneğin bizim zamanımızda autocad okullarda öğretilmiyordu. Ne kursu, ne tutorial izleme şansımız falan da yoktu. Kendi kendimize öğrendik, kurcalayarak, sorarak, araştırarak.

Şimdi sizler için oldukça fazla kaynak var. İnsan yeter ki öğrenmek istesin ve hedeflesin.
0
the she ronin
(18.12.19)
o programları öğrenmek sizi grafik tasarımcı yapmaz. tasarım için göz gerek bilgi gerek. biz boşuna 4 yıl okumadık.

not: yetenek şart. güzel sanatlar fakültesinde grafik tasarım okudum. yeteneksizler mezun olamıyor. mezunu geç okula giremiyorlar bile. lisede bile güzel sanatlar okumuş oluyor bazılarımız, ben de öyleydim. daha lisede karar vermiştim grafik tasarımcı olmak istediğime.

o programları öğrenip birkaç eğlenceli şeyler yapabilirsiniz. ama tasarım için yetenek ve yaratıcılık gerekir. yoksa uygulamacıdan başka bir şey olamazsınız.

oldu o zaman youtube'dan ameliyat videosu izleyip doktor olalım.
0
batlegolas
(18.12.19)
okuyarak grafik tasarimci olunmaz. yeteneginiz varsa kendiniz ogrenerek yetenegi olmayan bir diplomalidan çok daha iyi işler cikarabilirsiniz. go ahead.
0
boyle buyurdum
(18.12.19)
cidden kafayı koyup bunun için kendinizi geliştirmeye adarsanız grafik tasarım alanında misler gibi iş çıkartırsınız.

herhangi bir bölümü okuyan her zaman bu işi okumadan yapmaya kalkana laf atacaktır o tarz laflar da hevesinizi kırmasın. tasarım için elbette her şeyde olduğu gibi bilgi gereklidir. bilinmesi gereken bir sürü şey olduğu kadar yetenek, göz, yaratıcılık, yenilik falan filan tarzı şeyler de etkiler. tutorial konusunda yabancı kaynaklara çalışın.

stefansagmeister'in instagram hesabını takip edin. sürekli olarak dünyanın dört bir yanından insanların paylaştığı şeyleri paylaşıp yorum yapıyor ve insanların neler yaptığını nasıl yaptığını nasıl yorumlar aldığını falan gözlemleyebilirsiniz onlar da bir şeyler öğretir. üretilmiş şeyleri inceleyin. falan filan.

adobe programları için milyonlarca tutorial var. youtube'da bile çok işe yarayan bir sürü var.
0
viyana kangurusu
(18.12.19)
yeteneği olmayan o okula giremiyor. 2 yıllık saçma ve alakasız bir fakülte değil bu. 4 yıllık güzel sanatlar fakültesi. herkes gibi finallerden önce bir hafta çalışarak mezun olmadık. sürekli proje üzerinde çalışarak geçti 4 yılımız. bu kadar küçümsenmesi ve youtube'dan video izleyerek herkes yapar denilmesi hiç hoş değil.

tamam o halde ben iki üç hukuk kitabı okuyup avukat olurum. kendi dişimi çekerek diş doktoru olurum. yemek yapan herkese aşçı diyelim. grafik tasarımcıyım diye bir liseye dalıp ben bunu biliyorum ben öğretirim deyip öğretmen olayım.

her şeyin bir yolu yordamı var. her meslek önemli, hepsinin bir eğitim süreci var. ben photoshop öğrendim ben de grafik tasarımcıyım oleyy diyemezsiniz. yeteneksiz ama program bilen kişilerin yaptığı tasarım bile denmeyen rezil işlerle dolu her yer.

konu sanat ve tasarım olunca neden ben de yaparım ya diye düşünüyorsunuz ve size kolay geliyor?


edit: al eline bir kalem kağıt. karşında gördüğün herhangi bir şeyi resmedebiliyor musun? edemiyorsan yeteneksizsin demektir. grafik tasarım program bilgisinden ibaret değil.
0
batlegolas
(18.12.19)
Yanıtlarınız için teşekkürler arkadaşlar.

Mezun olduğum bölüm hayatımı kazanmak için bana pek fazla fırsat sunmuyor, yeni şeyler denmeye mecburum. Udemy’de bu tür yazılımlarla ilgili ders videolarından epeyce var ve fiyatları da oldukça uygun, 20-30 tl arası. Doğrusu, öğrenmeyi gerçekten ne kadar istediğimden emin olamıyorum. Önceden hiçbir ilgim olmamasına rağmen, acaba buradan kendime bir yol açabilir miyim, diye düşünüyorum sadece. Dediğiniz gibi, bilgi edinebileceğim Türkçe ve İngilizce yığınla kaynak mevcut internette. Ve evet, mesele yalnızca program kullanmayı öğrenmekten ibaret değil; doğuştan getirilen sanatsal becerinin gözardı edilemez bir payı olmalı muhakkak, farkındayım. Ama deneyip ne olacağını görmek için küçük bir başlangıç yapabilirim en azından, kaybedeceğim bir şey yok.
0
🌸huçi kuçi
(18.12.19)
Grafik işler yaparak bir çorba parası çıkartabilirsin ama grafik tasarımcı olamazsın o kadar uzun boylu değil :))
0
all girls dream
(18.12.19)
Çorba dediysem mercimek corbasi. Kelle paça ya da ayak değil:)
0
all girls dream
(18.12.19)
Cevap evet. Bunu yapanlar var çevremde. Yaptığı iş iyidir kötüdür tartışılır, ben de anlamam zaten, ama para kazanıyorlar mı? Evet.
0
plutongezegendegilmi
(18.12.19)
(17)

yalnızlık çekiyor musunuz?

m e b
bu bildiğimiz "etrafında insan olmama" durumundan değil de ruhen yalnızlıktan, hiçbir yere ait olamama hissinden, barış manço'nun dönence'de belirttiği gibi, siz simsiyah gecenin koynundayken uzaklarda güneşin doğmasından, raif efendi'nin maria puder'e "anlıyorum, anlıyorum... tamamen yalnızım... am
bu bildiğimiz "etrafında insan olmama" durumundan değil de ruhen yalnızlıktan, hiçbir yere ait olamama hissinden, barış manço'nun dönence'de belirttiği gibi, siz simsiyah gecenin koynundayken uzaklarda güneşin doğmasından, raif efendi'nin maria puder'e "anlıyorum, anlıyorum... tamamen yalnızım... ama berlin'de değil... bütün dünyada yalnızım... Küçükten beri..." şeklinde izah ettiği durumdan, aileniz dışında hiç kimsenin mutlak olarak sizi sevmemesinden bahsediyorum.

nasıl geçecek bu his? bende mütemadiyyen mevcut da...
0
m e b
(04.05.16)
Türkiye'de yalnız hissediyorum. Kemalist değilim, muhafazakar değilim, eşimi/sevgilimi aldatmak istemeyen bir erkeğim, para düşkünü değilim, ateist değilim, dindar değilim, hiçbir politikacıya hacıya hocaya lidere teba değilim, başını kapamak isteyeni de kendi kararıysa destekliyorum, çıplak gezmek isteyeni de kendi kararıysa destekliyorum, içki içmek isteyene de katılırım, din sohbeti yapmak isteyene de, Kürtlerden nefret etmiyorum ama Kürtler yalnızca Kürt oldukları için harikadır demiyorum, Türk olduğum için gurur duymuyorum çünkü insan kendi başarılarından gurur duyar yalnızca diye düşünüyorum tanımadığı insanın yaptıklarından değil, eşcinsellerin ne yaptığı beni ilgilendirmiyor kimsenin özel yaşamına karışmıyorum, biseksüellerin de çapkınların da fahişelerin de...

Türkiye'de ise taraf tutmak zorundayız! Birine teba olmak zorundayız yoksa iş bulamayız! Kürtsem Kürtler ne yapıyorsa haklı demek zorundayım, Türksem Ermenilerden nefret etmek zorundayım! Eşcinselsem yaşlı erkeklerden, şişmanlardan, fakirlerden, aşırı feminenlerden nefret etmek zorundayım! Ama düzcinselsem eşcinsellerden nefret etmeliyim! Sunniysem Alevilere dinsiz demek zorundayım! ... Falan filan
0
Traveller
(04.05.16)
bende de var o. annem ve kardeşlerim dışında kimseyle bir gönül bağı, efendime söyleyeyim dostluk kardeşlik türküsü tutturamıyorum. onlarla olan ilişkim bile fazla yüzeysel bana kalırsa. kardeşlerimle birlikte hiçbir şey yapmıyorum. annem desen, çalıştığı için zaten yanındayken bile göremiyorum doğru dürüst. biri ilgi gösterse, bir ortama dahil olsam mesela sanki bunu lütfen yapıyorlarmış, aslında istenmiyormuşum gibi hissediyorum. hala kurtulamadım bundan.
0
der meister
(04.05.16)
ben aile içinde de yalnız hissediyorum ne edücük? hiç.
0
rayde
(04.05.16)
Evet. İstisnasız her gece kafamı yastığa gömdüğümde oluyor bu his.

Gün içinde o kadar belli etmiyor kendini okulda, aileyle vs. ama geceleri bir yalnızlık çöküyor evet.İçki içerken mesaj atacak birini bile bulamıyorum artık. Uzun zamandır gözlerimin içine bakıp gülümseyen, beni de gülümsetebilen kimse yok.Doğum günlerimi kutlayanlar giderek azalıyor. Bunlar oldukça ben daha bireysel bir insan oluyorum, ben daha bireysel bir insan oldukça daha da yalnızlaşıyorum.

Ama bunun dışında, ailemle sürekli gidip geldiğimiz yere bir araba yolculuğunda yalnızlık çekiyorum. 10 yıl sonra veya daha erken onlardan ayrı olacağımı, öleceklerini, belki başka bir ülkede olacağımı düşünüp yalnızlık çekiyorum. Öldüklerinde, bir daha onlara asla ulaşamayacak olma düşüncesi korkutuyor beni. Bir daha aynı yoldan çocukluğumdaki gibi geçemeyeceğimi, geçsem bile aynı şeyleri hissedemeyeceğimi düşünüyorum.

Yolculuk bitip çocukluğumun geçtiği eve geldiğimizde, çocukluğumdaki şen şakrak evi değil, soğuk, gri ve kasvetli bir ev buluyorum. ''Aitlik'' duygusunu çok güzel hissederdim çocukken, eve dönelim dediğimde kafamdaki ev bir sığınaktı, aileyle beraber olduğum sadece bize özel, kapıyı kapattığımızda hiçbirimize bir şey olmayacak bir yerdi benim için. Şimdi sadece soğuk duvarlardan oluşuyor.Eskiden çocukluğumun geçtiği şehir şimdi Rusya'daki terk edilmiş kentler gibi geliyor. Yalnızlık çekiyorum.

Dostlarla, tanıdıklarla bir birahane masasındayken, rakı sofrasındayken gülüşmeli sohbetin bitip, bir iki dakikalık sessizliğin olduğu ''o'' zaman yalnızlık çekiyorum. Sanki zamanımız kısıtlı gibi, bir daha onlarla görüşemeyeceğim gibi geliyor. Oraya ait olmadığımı hissediyorum, geleceğin belirsizliği ve bu belirsizliğe karşı kimsenin olmayışı beni korkutuyor. Yalnızlık çekiyorum.

En son konuşup hoşlandığım kıza sarıldığımda, yine yalnızlık çekiyordum. Biliyordum çünkü gideceğini, fazla uzun sürmedi öylede oldu zaten. Güvenemiyorum böyle olunca da, sanki ben onun için gelip geçiciyim gibi hissediyorum. Biliyorum da onun için öyle olduğumu. Bunlar beni daha da kendi kabuğuma çekiyor. Gün içinde gülüp eğlenip alkol alınca susup başını öne eğen, yüzü düşen insanlar hakkında az çok bilgi sahibi olmuşsunuzdur artık.

Ait hissetmiyorum. Sanki sürekli tek başıma bir yolculukta gibiyim, yanımdakiler de geçici insanlar, eğer kendime koyduğum hedefleri (maddi-akademik vs.) başarsam bile, en çok istediğim şey olan başka bir ülkeye taşınıp iyi parası olan bir iş bulduğumda bile aynı şekilde hissedeceğimi biliyorum.

Yanıma kimseyi alamayacak kadar yalnızlaştım artık, beni buna mecbur bıraktılar.

Önceden sarıldığın, sıcaklığını hissettiğin insanlarla hiç tanışmamış gibi göz göze gelmeden geçip gidiyoruz. Hep böyle oldu, muhtemelen de olmaya devam edecek.

Umursanmama hissi. Yalnız hissetmekten daha da kötü bence. Umursanmamaktan kastım, sanki orada yokmuşsunuz gibi davranılması. Karşılık olarak sizin de davranmanız. Yaşadığınız onca şeyden sonra herhangi biri olmanız. Böyle yalnızlık denizinde boğulan biriyken denizin değil de son umutla tutunduğunuz şeyin sizi boğması.

Gün içinde gördüğünüz o ''rahat'', kimseyi düşünmeyen, hiçbir şeyi kafasına takmayan insanlar belki de bu uzun yollardan geçip bu hale gelmiş ve o yolda hala da yürümektedirler.
0
utkumon
(04.05.16)
Cekmiyorum. Erkek arkadaşım ve ailemden baska kimse yok.

Yalnızlık bir eksiklik olduğu icin tersinin bilgisine de sahipsin ki bunu hissediyorsun demektir. Yani mutlaka bir yerde yalniz olmadigin bir durum oldu, bir yere ait oldun ve simdi bu yok. Bir kere olduysa yine deneyimleyebilirsin. Bence yalnız hissetmek kayitsizliktan cok daha iyi :)
0
shadowcat
(04.05.16)
@utkumon: her kelimene katılıyorum. ben de işte böyle hisler içerisindeyim.
etrafımdakiler benim için değişmez-yeri doldurulamaz iken ben onlar için öyle değilmişim gibi hissediyorum. onları bir tutunacak dal gibi görürken onların beni öyle görmediğini düşünüyorum ve yalnızlık yine beliriyor onların bedenine bürünerek...
0
🌸m e b
(04.05.16)
Yalnız olmadığım bir duruma geri dönebilmemin tek yolu geçmişe dönebilmek. Bunu da maalesef fizik imkansız kılıyor.

@m e b: İşin kötüsü ben bunun nasıl geçeceğini de bilmiyorum ve sürekli böyle sürmesinden korkuyorum. Ait olmama yalnızlığını belki seni gerçekten seven biriyle giderebilirsin, yeni yerleri size ''ait'' yapabilirsiniz ama önceki yaşadıklarımdan dolayı hayatıma yeni giren birinin bana çok yakınlaşmasına izin vermek, ona bağlanmak istemiyorum açıkçası. O gittiğinde üzülmek, aynı şeyleri baştan baştan yaşamak istemiyorum.

Bu genç yaşımda karaciğerimi yitiricem az kaldı.
0
utkumon
(04.05.16)
evet. bilmiyorum malesef. bilsem boyle hissetmezdim zaten :/
0
in vino veritas
(04.05.16)
Evet. İnsan sevgimi kaybettim. O zamandan beri yalnızlık üstüme yabıştı.
0
hasmetizm 2046
(04.05.16)
@utkumon, hepsini okudum yarın kemoterapiye başlıyorum
0
azizakin
(04.05.16)
Evet hissediyorum. Utkumon'un dedigi gibi, gun icinde o kadar belli etmiyor kendini. Cunku bir seylerle mesgul oluyorsun. Ama yapacak bir sey kalmadiginda, surekli bunu dusunuyorum, ne kadar yalniz oldugumu. Yani bu yalnizlik sevgilinin olmamasi vs meselesinden ote.

Yani etrafimdaki insanlara bakiyorum bazen. Aileleriyle olan iliskilerini kiskaniyorum sanirim genelde. Kimisinin anne babasiyla. Kimisinin kuzenleriyle. Kimisinin abi, ablasiyla. Cunku benim hicbiriyle normal bir iliskim yok. Yani uzulerek soyluyorum ki, asla istedigim anne, baba, kuzen, abi ya da ablaya sahip degilim. Ya da sorun bendedir belki. Ben de istenilen cocuk, kuzen, kardes olmayabilirim.

Su an kendi acimdan bakiyorum. Daha farkli olsun isterdim. Yani bir sikintim oldugunda, annem, babam, abim, kuzenimle bunu paylasabileyim isterdim. Ama hicbir zaman oyle bir iliskim olmadi. Bir odada ben kendi sikintilarimla durur iken, diger odada da onlarin kendi sikintilariyla durduklarini bilip ama asla iki tarafin da digerinin odasina gecmedigi bir haldeyiz. Diger odaya gecmeyi de denedim tabii ama olmadigini gordum.

Insanlarin mutsuz, uzgun vs vs hissettigi zaman, yaninda bulunmasinin bile onlara rahatlik ve guven hissi verdigi birileri var en azindan. Etrafimda hic boyle bir insan yok. O yuzden her zaman tek basima oldugumu, arkami kollayan birinin, o kotu ve zor animda yanima kosacak birinin olmadigini hissediyorum. Beni uzen sey bu.

Nasil gececek. Bunu kabullenip bir birey olarak yasadigimda sanirim. Evet, boyle bir insanin olmasi arti sanirim. Ama olmamasi da eksi degil, normal olan. En azindan ben boyle dusunuyorum.
0
yuzır
(04.05.16)
@azizakin :) Yazılacak, anlatılacak çok şey var ama bulunduğum durumdan çıkmama yardım etmiyor ne yazık ki.
0
utkumon
(04.05.16)
ateistim. tüm arkadaşlarım boğaziçidne cerrahpaşada. ben itüde boktan bir bölümdeyim. hissedişyorum. kız arkadasımın yanında da calıstıgım barda da okulda da rıngte de her yerde.
0
standart
(04.05.16)
hayatta annem dışında kimsem yok. babamla diyaloğumuz yok gibi bir şey. aramız kötü değil ama çok nadir bir araya gelip sohbet ederiz. ablam ve abim var. onlarla da 2-3 haftada bir konuşuruz. onlar kendi evleriyle aileleriyle çocuklarıyla fazlaca meşguller zaten. 3-4 tane arkadaşım var onlarla da 1-2 ayda bir görüşürüz. iş arkadaşlarımla da pek samimi değiliz, sadece iş yerinde azıcık muhabbet edip evlere dağılırız. takıldığım biri var. onunla da aramda mesafe var. günde mesaj yoluyla birkaç kez iletişiriz ve sık görüşmeyiz.

bu yalnızlık beni rahatsız etmiyor ama. bilakis rahatlatıyor. mesleğim dolayısıyla hep çok büyük kalabalıkların içindeyim. çevremde her zaman onlarca insan oluyor ve onlarla iletişim kurmak zorundayım. haliyle işten çıkınca canım ağzımı açmak istemiyor. böylesi bir hayat işime geliyor doğrusu.
0
köstebek kurabiye
(04.05.16)
Benzer duyguları hissediyoruz kardeşim.
0
sorunvar
(22.09.16)
benzer duygular + 1

Trde de öyleydim yurtdışında daha da katmerlendi, geçecek bir his olduğunu düşünmüyorum.
0
tuborg yesili
(24.05.25)
Üniversiteden beri -bu 7 sene öncesine tekabül ediyor- resmiyet ve nezaket havasından uzak, onaylanma kaygısı duymadan kendimi ortaya koyabildiğim içtenlikli arkadaşlıklar kuramadım. Hep görünmez bir perde oldu diğerleriyle aramda. Kişiliğimin en renksiz, en harcıalem yanlarını perde önüne koyup gerisini kendime sakladım. Merakı cezbeden, oturup iki kelam sohbet etme isteği uyandıran en ufak bir şahsiyet parıltısı göstermiyorum. Topluluk içinde gölgeden farksızım. Yalnızım, hem de delicesine yalnızım ama öyle şiirlere, şarkılara konu olacak cinsten dokunaklı bir yalnızlık değil benimki. Daha çok karanlık bir işkence odası gibi. İnsanın benliğini yıkan, parçalayan, yeryüzündeki dakikalarını anlamsızlaştıran türden bir yalnızlık. Nasıl geçer diye soruyorsan, vallahi onu ben de bilmiyorum :/
0
huçi kuçi
(24.05.25)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.